Ayçiçeğinde canavar otu ile savaş başladı

Ayçiçeğinde verim kayıplarına yol açan canavar otu ile mücadele kapsamında detaylı araştırmalar ve yeni yöntemler geliştiriliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, ayçiçeğinde büyük verim kayıplarına yol açan canavar otu ile mücadele kapsamında her yıl yaklaşık 10 bin genetik materyal üzerinde çalışma yapıyor.

TAKİP ET

Ayçiçeğinin köklerine yapışarak besin ve su emilimini engelleyen canavar otu ile mücadele hızla sürüyor. Son yıllarda özellikle Trakya ve İç Anadolu bölgelerinde yaygınlaşan bu parazit bitki, çiftçilerin verimini düşürüyor. Ayçiçeğinde verim kayıplarına neden olan canavar otu ile mücadele için 10 binlerce materyal üzerinde çalışma yapılıyor.

Türkiye'nin ayçiçeği ıslah çalışmalarının koordinatörlüğünü Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü yapıyor. Yapılan çalışmalarla hastalıklara ve zararlılara karşı dayanıklı ayçiçeği çeşitleri geliştiriliyor.

Tarla koşullarındaki zararlı otların tohumları alınıp laboratuvar ortamında sağlıklı bitkilere kontrollü olarak bulaştırılıyor. Binlerce denemenin ardından hastalığa dayanıklı çeşitler belirlenip piyasaya sürülüyor.

Zararlı otların belirlenmesi ve dayanıklı tohumların geliştirilmesi için çalışmalara devam ettiklerini belirten Enstitü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, 'Kış dönemindeki ıslah çalışmaları kapsamında çeşit öncesi materyali buradaki serada test ediyoruz. Kontrollü koşullarda yürüttüğümüz sera çalışmalarında yılda yaklaşık 10 bin materyali canavar otuna karşı test ediyoruz. Ayçiçeğinde canavar otunun verimi düşüren en önemli etkenlerden biri olduğunu biliyoruz. Ayçiçeği ekimi yapıldıktan sonra canavar otu tohumunun ayçiçeğinin köküne bulaşıp çimleniyor. Canavar otu bu noktadan sonra ihtiyaç duyduğu su, mineral ve diğer besin maddelerini tutunduğu ayçiçeğinden karşılıyor. Eğer çok bulaşık durumdaysa yüzde 100'e kadar verim kayıpları yaşanıyor. Islah çalışmalarında yapay olarak canavar otu karıştırılmış toprak kullanılarak saksılarda test ediyoruz. Canavar otunun tam bir parazit bitki. Binlerce materyal üzerinde denemeler yapılıyor. Hepsi tek tek inceleniyor ve hastalığın etkileri gözleniyor. Yüksek derecede toleranslı olan çeşitler ya da çeşit adaylarında tam parazit bu bitkinin gelişemediğini görüyoruz. Tohumlarıyla yayılan ve bulaşan bir bitki. Bulaşık arazilerde 10 yıla kadar varlığını koruyabilen bir yabancı ot. O yüzden bu otla mücadelenin en önemli yollarından biri kültürel yöntem olarak bilinen toleranslı çeşitlerin ekilmesi, böylelikle hastalığı bertaraf ediyoruz' ifadelerine yer verdi.

Çalışmaların uzun sürdüğüne ve yıllar aldığına değinen Tülek, başarılı bir çeşidin 10-12 yılda geliştirildiğine dikkat çekti. Enstitüdeki ayçiçeği ıslah çalışmalarının 1970'li yıllarda başladığını hatırlatan Tülek, bu süreçte 50 çeşidin çiftçilerin kullanımına sunulduğunu ifade etti.

DİLEK ŞAHİN

Bakmadan Geçme