BU KANSER TÜRÜ ÇOĞUNLUKLA AİLEDEN MİRAS KALIYOR

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Meme Konseyi üyesi doktorları tarafından 'Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı' dolayısıyla basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda meme kanseri ile ilgili olarak her 100 meme kanserinden 35'inin kalıtsal (genetik –ailesel) olduğu belirtildi.

TAKİP ET

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Meme Konseyi üyesi doktorları tarafından “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” dolayısıyla basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda meme kanseri ile ilgili olarak her 100 meme kanserinden 35'inin kalıtsal (genetik –ailesel) olduğu belirtildi.

Toplantıda meme kanserinde erken teşhis ve tedavinin önemine dikkat çekildi. Açılış konuşmasını yapan Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalından Prof. Dr. Atakan Sezer, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğuna değindi.

Kadın kanserleri içerisinde en sık ölüme neden olan çeşidin meme kanseri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sezer, bu kanserden korunmada erken teşhisin çok büyük önem taşıdığını belirtti. Prof. Dr. Sezer, meme kanseri teşhisi konduktan sonra yaşına, tümörün tipine göre uygulanacak tedaviye karar verildiğini de sözlerine ekledi.

Her 10 meme kanserinden birisinin kalıtımsal meme kanseri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sezer, "Aslında bu hastalık ailemizden miras kalabiliyor. Bunun içinde bazı kriterler oluyor. Meme kanseri ailesel mi değil mi buna bakmak lazım." dedi.

Meme kanseri savaşçıları olarak dünyada ne yapılıyorsa üniversite hastanesinde de yapıldığını belirten Prof. Dr. Sezer, "Radyoloji, onkoloji, nükleer tıp ve genetik gibi her alanda çalışma yapılıyor. Dünyada çıkacak bir ilacın klinik çalışmaları üniversitemizde yapılıyor. Hastalarımız belki de dünyada 3-5 sene sonra çıkacak bir ilaca çok daha erken bir dönemde ulaşacak" ifadelerine yer verdi.

"Tarama için mamografi altın standart"

Trakya Üniversitesi Radyoloji AnaBilim Dalından Prof. Dr. Nermin Tunçbilek, "Meme kanseri her 7-8 kadından birisinde gördüğümüz bir patoloji. Bunu erken saptamak bizim açımızdan çok önemli. Hasta doktora başvurduğunda eline gelen bir kitle ile geldiği takdirde bunun ileri evre bir meme kanseri olma olasılığı daha yüksek. Bizim amacımız bu meme kanserini ileri evreye atlamadan erken evrede yakalayabilmek. Bunun için de taramalar çok önemli. 40 yaşını geçmiş kadınlarda her yıl tarama yapılmalı. Tarama için mamografi altın standart. Bunun yerine geçen bir yöntem yok. O yüzden biz her yıl Ekim ayında bu farkındalık programı kapsamında mamografi çekimlerinin yapılması gerektiğini hatırlatmayı amaçlıyoruz" ifadelerine yer verdi.

40 yaşını geçen her kadının düzenli olarak mamografi kontrolünü yaptırıp yorumlatması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tunçbilek, "Rastgele yapılmaması gereken tetkikler rastgele değerlendirilmemeli. Biz de 10 yılı aşkın bir süredir Trakya Üniversitesi'nde meme konseyi ve Trakya Meme Hastalıkları Derneği olarak etkin bir şekilde grup olarak çalışmaktayız. Her vakamızı öncesinde ve sonrasında konuşarak teşhisi ve tedavi planını birlikte karar vererek yönetiyoruz. Bu yüzden ekip olmak oldukça önemli" dedi.

"40 yaş altında da meme kanseri görülebiliyor"

40 yaşın altında da meme kanseri görülebildiğini belirten Prof. Dr. Tunçbilek, "Kişiselleştirilmiş taramalar burada önem kazanıyor. Bir hasta 40 yaşın altındaysa mamografi yapılmaz diye bir algı oluşmamalı. Muhakkak hekime başvurarak hangi tetkikleri yaptırması gerektiğine programlı bir şekilde karar verilmesi gerekiyor. Bir hasta meme kanseri tanısını aldıktan sonra konseyde görüşülür. Tedavi planlaması öyle yapılır." dedi.

Meme kanserinin teşhisi ve taramaları konusunda toplumda bazı yanlış algılar olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Tunçbilek, memeyi sıkıştırarak yapılan çekimlerin tümörü yaydığının bir şehir efsanesi şeklinde dolaşan yanlış bilinen bilgiler olduğunu söyledi.

'Mamografi çekilince kanser yayılır' gibi söylemlerin doğru olmadığını ve vatandaşların bunlara itibar etmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tunçbilek, mamografi çekimlerinin ve kontrollerin ihmal edilmemesi noktasında çağrıda bulundu.

Vakalarda gerek görülürse PET BT görüntüleme yaptıklarını söyleyen Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Uzmanı Prof. Dr. Funda Üstün, 2009 yılından beri aktif olarak çalışan görüntüleme ünitesi ile tüm Trakya'ya hatta Bulgaristan, Kosova ve Yunanistan'dan da hastalara hizmet verdiklerini belirtti.

"Her 100 meme kanserinden 35'i ailesel"

Doğru ve zamanında tanının hasta için çok önemli olduğunu söyleyen Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Gürkan "Her 100 meme kanserinden 35'i ailesel. Kanser genetik bir bozukluk. Ama ailesel meme kanseri çok daha önemli. Çünkü bireyde eğer meme kanseri ile ilgili bir genetik mutasyon varsa onu bir sonraki nesle aktarma ihtimali yüzde 50. Aynı zamanda yapılan testler sonucunda belli genlerde belli hatalar saptanırsa hastanın cerrahisi ve kullanacağı akıllı ilaçlar ona göre bir yön değiştirebiliyor. Bu noktada hastalara bu şekilde detaylı hizmet verilmesinin çok değerli olduğunu düşünüyorum" ifadelerine yer verdi.

"Son 10-15 yıl içinde meme kanseri ölüm riskinde azalma var"

Erken tanının önemine değinen Medikal Onkoloji Bilim Dalından Prof. Dr. Sernaz Uzunoğlu,

"Erken tanı koyduğumuzda meme kanseri yüzde 90 üzerinde tedavi sağladığımız ve tamamen iyileştirebildiğimiz bir kanser türü. O yüzden ekip halinde çalışmak çok önemli. 2000'li yıllarda meme kanserine bağlı ölüm oranları çok fazlaydı. Şimdi görüyoruz ki son 10-15 yıl içinde meme kanseri ölüm riskinde azalma var. Bu da erken tanıya, farkındalığın artmasına ve tedavilerdeki yeniliklere bağlı. Eskiden tek tip meme kanserinden bahsederken şimdi moleküler özellikleri çok farklı en az 4-5 çeşit olan meme kanserinden bahsediyoruz. Hücre özelliği ve davranış biçimi olarak farklı tümörler var. Biz artık o farklı hücrelere etki eden tedavilerle de bu hastaları tedavi ediyoruz" ifadelerine yer verdi.

Meme kanseri olmadan bu hastalığı atlatabilmenin çok önemli olduğunu söyleyen Radyasyon Onkolojisi A.D. Prof. Dr. Ruşen Coşar, kilo kontrolü, bol taze sebze-meyve tüketimi, katkı maddeli gıda tüketmemek, gereksiz yere radyasyona maruz kalmamak gibi noktaların da çok kıymetli olduğuna değindi.

DOĞUKAN VURGUN

Bakmadan Geçme