Depremin ruhunda açtığı yaraları işine bağlanarak sardı
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından eşiyle birlikte Hatay'dan Edirne'ye yerleşen 50 yaşındaki depremzede Lütfiye Karakuş, usta öğreticilik mesleğini Halk Eğitim Merkezi'nde açılan dikiş kursunda devam ettirerek kadınlara umut oluyor.
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve Asrın Felaketi olarak nitelendirilen büyük depremin üzerinden 2 yıl geçti. Yaşanan acılar ve felaket unutulmadı... Depremlerin ardından birçok depremzede çeşitli illere yerleşerek yeni bir hayat kurdu. 50 yaşındaki Lütfiye Karakuş da depremi yaşayarak yeni bir hayat kuranlar arasında...Hatay'da 6 Şubat depremini yaşayan, Lütfiye Karakuş ve ailesi yıkıcı felaketin ardından bir süre İstanbul'da kaldı ve daha sonra Edirne'ye yerleşti. Depremde yakınlarını ve evini kaybeden Lütfiye Karakuş, Edirne'de mesleğine dört eller sarılarak depremin yaralarını sarmaya başladı.
Karakuş, yıllarını sadece dikiş dikmekle geçirmedi, aynı zamanda, acı dolu anıları umutla değiştiren bir yaşam öyküsü yazdı. Mesleğine duyduğu tutku ve topluma olan bağlılığı, onun her dikişinde yeniden can buluyor. 'Her iplik, geçmişin acılarını geride bırakıp, geleceğe atılan bir adımdır' diyerek, kadınların kendi hayatlarına yön vermelerine katkı sağlıyor.
Zorlu Günlerden Umuda...
Depremin yaralarını sarmak, yaşadığı acıları hafifletmek ve kadınların ekonomik olarak güçlenmelerine katkıda bulunmak amacıyla, Edirne'de dikiş kursu öğretmenliği yaparak hayata tutunmayı başaran Karakuş'un hikayesi, diğer kadınlara da ilham kaynağı oldu. Kursa katılan kadınlar, Karakuş'un dertlerine derman olmak ve acılarını paylaşmanın yanı sıra onun yüzünü güldürmek için de ellerinden geleni yapıyor.
Adıyaman Gölbaşı doğumlu olduğunu ve eşinin memleketi olduğu için 7 yıldır Hatay'da yaşadıklarını ve orada depreme yakalandıklarını söyleyen Karakuş, 'Eşim askeri personeldi, emekli olduktan sonra memleketi Hatay'a yerleştik. Orada bu facia olayı yaşadık. Depremden sonra bir süre İstanbul'a oğlumuzun yanına giderek orada kaldık. Başka arkadaşlarıyla kaldığı için rahatsızlık vermek istemedik. Bir ev tutalım dedik. Sonuçta hiç eşya falan getiremedik. Kendimize bir düzen kurmaya karar verdik. Eşim İstanbul'da kalmak istemedi. Eşimin işinden dolayı daha önce Edirne'de 4 yıl kalmıştık. O yüzden burayı seçtik. Eşyalı bir ev tuttuk kiralık. 2 yıl oldu Edirne'deyiz' dedi.
Boş oturdukça yaşadığı acıları hatırladığını ve kendisini kötü hissettiğini belirten Karakuş, usta öğreticilik mesleğine devam etmek için Edirne'de Halk Eğitim Müdürlüğü'nün kapısını çalarak başvuru yaptığını söyledi. O günden beri 2 yıldır Halk Eğitim Merkezi'nde usta öğretici olarak görev yaptığını aktaran Karakuş, 'Herkesten çok memnunum. Edirne Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (Sodam), valilerimiz, milli eğitim müdürlerimiz, halk eğitim müdürümüz hepsi de bana kucak açtılar. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Kursiyerlerimle çok güzel anlaştık. Onlar beni çok sevdi ben onları çok sevdim. Bu şekilde çalışarak o zor günleri atlatmaya çalışıyorum' ifadelerine yer verdi.
'Üzüntü duyuyorum, o anı unutmayacağız'
Deprem gecesi yaşadıklarını anlatan Karakuş, 'O gece zaten 15 tatilin son günüydü. Sabaha kalkacaktık herkes okuluna, işine gidecekti. Yine halk eğitimde çalışıyordum. Sonra gece saat 4'te bu olayı yaşadık. Ufak bir sarsıntıyla uyandık. Duracak zannettik. Şimdi durur, şimdi durur… Ama çok şiddetli bir şekilde oldu. Yıkımlar başladı. O olayı yaşadık, anlatıyorum şuanda ama konuştukça o psikolojiyi tekrar yaşıyorum. Üzüntü duyuyorum, o anı unutmayacağız' dedi.
'Hocamıza destek olmaya çalışıyoruz'
52 yaşındaki Kursiyerlerden Serpil Karadağ, Lütfiye hoca ile aralarında çok farklı bir bağ oluştuğunu ve birlikte çok güzel anlar yaşadıklarını söyledi. Depremin yaralarını sarmak için dertlerine derman olmaya ve kendisine moral olmaya çalıştıklarını belirten Karadağ, kursta paylaşmanın önemine vurgu yaptıklarına da değindi.
Lütfiye hocanın kendilerine çok katkısı olduğunu söyleyen Kursiyerlerden Güler Kartal, 'Biz de hocamızın derdine ortak olmak istiyoruz. Bazen gülüyoruz, bazen ağlıyoruz. Ama yine de birbirimize sarılıyoruz, çok mutlu günlerimiz oluyor' dedi.
Dilek Şahin