Grip sonrası Perikardit'e Dikkat !

Havaların soğumaya başlaması ve kış mevsiminin yaklaşması ile birlikte grip, nezle gibi hastalıklarda da artış yaşanmaya başladı. Ancak grip bazen sanıldığı kadar da masum olmayabiliyor ve çeşitli hastalıkları da beraberinde getirebiliyor. Grip sonrası görülen Perikardit (kalp zarı iltihabı) da bu hastalıklar arasında yer alıyor. Çeşitli virüsler, bakteriler, kanser ve bazı enfeksiyonlar Kalp zarı iltihabının ortaya çıkmasına sebep olabiliyor.

En yaygın görülen klinik belirtisi, bıçak gibi saplanan göğüs ağrısı olan perikardit, sol omuza ve boyna yayılan ağrıyla da devam edebilir. Bu göğüs ağrısı, perikardın (kalp zarının) tahriş olmuş katmanları birbirine sürtündüğünde ortaya çıkar. Özellikle kış aylarında kırgınlık, halsizlik,hapşırık, burun akıntısı, ateş gibi belirtiler ile grip denilen tabloya çok sık rastlandığını söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Çetin Gül, bu hastalığın genellikle ilaç bile kullanmadan kendiliğinden ya da nadiren şikayetleri giderici ilaç tedavisi uygulanarak da geçebildiğini belirtti.

"Gribin etkeni virüslerdir"

Gribin etkisinin virüsler olduğunu söyleyen Uzman Dr. Gül, "Bu virüslerin yüzlerce çeşidi vardır. Bunların bazıları kalbinizi hastalandırabilir. Grip anında veya sonrasında öne doğru eğilmekle geçen yatmakla artan göğüs ağrınız olursa, üşüme, titreme şikayeti ile birlikte nabızda hızlanma (taşikardi) ve yüksek ateş olursa kalbiniz etkilenmiş olabilir. Bu durum Perikardit ( kalp zarı iltihaplanması ) olarak tanımlanan kalp zarının iltihaplanmasıdır. Nadiren Miyoperikardit olarak bilinen kalp kasını da içine alan daha ciddi bir tablo olabilir" dedi.

"Bağışıklığı iyi olmayanlarda daha ağır seyredebilir"

Perikarditin genellikle iyi seyirli olduğunu ve bir hafta - on gün gibi kısa süre içinde herhangi bir ilaç kullanmadan geçebildiğini aktaran Uzman Dr. Gül, bağışıklığı güçlü olmayanlarda daha ağır seyredebildiğini ve bu durumda dikkat edilmesi gerektiğini hatırlattı.

38 dereceyi geçen ateş ve kalp zarında biriken sıvının fazla olması durumunda yatarak tedavinin zorunlu olduğunu vurgulayan Uzman Dr. Gül, "Kalp zarındaki sıvının fazla birikmesi kalp tamponadı dediğimiz duruma yol açarak ölüme sebebiyet verebilir. Miyoperikarditte ya da miyokarditte ise kalp kası etkilendiği için kalp yetmezliği gelişir. Bu durum geçici bir yetmezlik tablosu olabileceği gibi kalıcı hasar da bırakabilir. Genç kalp yetmezliği olanların bazılarında sebep gribal enfeksiyon sonrası oluşan miyokarditlerdir. Bunlardan bazıları kalp nakline aday olurlarken, bazıları yapay kalp gibi destek cihazlarla yaşama tutunmaya çalışırlar" ifadelerine yer verdi.

"Hastanın öyküsü yol göstericidir"

Tanı koyulma kısmında hastanın öyküsünün yol gösterici olduğuna değinen Uzman Dr. Gül, "Fiziki muayene çok kıymetli bulgular verir. Perikard sürtünme sesi, kalp yetmezliği bulguları veya kalp tamponadı bulguları tespit edilebilir. EKG perikarditte kalp krizini taklit edebilir. Ekokardiyografide perikarddaki sıvı görülür, etkilenen miyokard değerlendirilir. Beyaz küre sayısı, sedimantasyon ve CRP gibi genel enfeksiyon belirteçleri yükselmiştir. Bazı özel durumlarda viral antikor düzeylerini ölçmek gerekebilir. Miyokardit düşünüldüğünde ise MR veya biyopsi seçenekleri uygun hastalar için birer seçenektir. Gerek perikarditte gerekse miyokarditte tedavi semptomları gidermeye yöneliktir. Perikarditte 1-2 haftalık ilaç tedavisi genellikle yeterli olur. İlaçlar sıvıyı azaltmaya ve semptomları gidermeye yöneliktir. Bazı durumlarda kesin çözüm üreten bir tedavisi yoktur ve perikarditler tekrarlayabilir, kronik bir hal alabilirler. Perikardda aşırı sıvı birikmesi sonucu kalp tamponadı olmuşsa bu sıvı perikardisentez denilen iğneyle veya perikardiyotomi denilen cerrahi yolla boşaltılır" şeklinde açıklamada bulundu.

Muhabir