Kadınlar çiftçiler devlet desteği ile seralarını büyüttü
Toprağı ilmek ilmek işleyen kadın çiftçiler, üretimlerinde kimyasal ilaç kullanmıyor. Bunun yerine organik tarım yapıp, doğaya daha saygılı üretim gerçekleştiriyorlar.
Edirneli Birsen Kutlu ve Münire Güler, aile üyelerine organik gıda sunmak için seracılığa başladı. Devlet desteğiyle seralarını genişletti. Üretici kadınlar, geçimlerini çiftçilikle sağlamaya başladı.
Birsen Kutlu ve Münire Güler, aile üyelerine organik gıda sunmak için seracılığa başladı. Devlet desteğiyle seralarını genişleten üretici kadınlar ekonomik gelir elde etmeye başladı.
Toprağı ilmek ilmek işleyen kadınlar, ailelerinin geçimini sağlıyor.
Edirneli Birsel Kutlu ve Münire Güler, annelik içgüdüsü ile çocuklarına organik gıda sunmak istedi. Kendi seralarını kurup organik tarım yapmaya başladı. Devlet desteği ile seralarını büyüttü. Artık geçimlerini buradan kazanmaya başladılar.
Birsel Kutlu, seracılığa nasıl başladığını anlattı.
Oğluna sağlıklı gıda yedirmek için organik tarım yapmaya başladığını belirten Kutlu, “İlk önce tavuk alarak başladık. Kendi yumurtamızı kendimiz ürettik. Ondan sonra domates, biber, patlıcan derken iş ne bileyim kuşkonmaza kadar gitti. Bunu yaparken burasını değerlendirmeye karar verdik bu alanda. Ticarette yapalım dedik aynı zamanda zaten evdeyim. Marul ve maydanoz üretimine başladık. Şu anda onun ticaretini yapıyorum. Diğerleri de devam ediyor aynı zamanda. ÇKS belgem olduğu için tarım müdürlüğündeki arkadaşlar bizim yaptığımız üretimden haberdarlar. Bir takım destek projeleri olduğunda bizlere ulaşıyorlar. Yine ulaştılar dediler ki branda desteği var almak ister misiniz? Var olan seralarımın da branda değişim süresi gelmişti. Dedim ki evet seve seve. Daha sonra branda desteği aldık. En önemlisi de sağlığıma büyük katkısı var. Benim ruhsal sağlığımı çok önemli yönde etkiliyor. Boş gezmekten beni alı koyuyor. Burada keyifle zaman geçiriyoruz eşimle birlikte zaten çalışıyoruz. Otla mücadele kısmında komşularımızdan destek alıyoruz. Onlara da katkımız oluyor. Onların bize katkısı oluyor. Maydanoz biçiminde eşimle aynı şekilde sabah geliyoruz burada hem program dinliyoruz hem biçim yapıyoruz hem sohbet ediyoruz. Diğer işlerimizde bakıyoruz aynı zamanda. Keyifli çok keyifli.” Dedi.
Kutlu, kas gücü gerektiren işlerde eşinden yardım aldığını dile getirdi.
Üretici olmak isteyen kadınlara tavsiyelerde bulunan Kutlu, hiç düşünmeden seracılık yapabileceklerini, sadece biraz araştırma yapmaları gerektiğini vurguladı.
Münire Güler ise aile bütçesine katkı için başladığı seracılığı mesleği haline getirdi.
Seralarında organik tarım yapan Güler, kendi sofralarına koymadığı ürünleri tezgâha koymuyor.
Üreticiliğe ilk olarak 6 serayla başladığını ifade eden Güler, “Önce 6 serayla başladık. Sonrasında oğlumuz büyüdükçe birer ikişer ekledik üzerine. Bu örtü desteği çok anlamda faydalı oldu biz üreticiler için. En büyük zaten ekonomik olarak sıkıntı veren 3 yılda bir bu örtülerin değiştirilmesi. Yineleniyor olması sıkıntı. Ve her yıl bütçemizden bir miktarını ayırım 3'üncü yılın sonunda örtülerimizi alarak yeniliyorduk. Mümkün olduğunca mottomuz şudur kendi yemediğimiz hiçbir şeyi satmıyoruz. Öncelikle üretimimiz zaten öyle başladı. Belli bazı kalemleri üretiyorduk sonra çeşitliliğe gittik. Minimum dozda ilaç kullanılması gerekiyor. Yani seralar dışarıdan daha korunaklı diyebiliriz. Son 15-20 yıldır asit yağmurlarından söz ediyoruz. Başka ülkelerden kopup gelen tozlardan bahsediyoruz. Sera içerisindeki ürün benim açıklamama göre inancıma göre daha korunaklı. Dolayısıyla dediğim gibi önce kendimize sonra halka.” Şeklinde konuştu.
Güler, kimyasal kullanmaktan kaçındığını organik gübre kullandığını söyleyerek, “temiz ürün, temiz toprak, temiz hava, temiz insan sağlığı” sloganıyla hareket ettiklerini iletti.
Doğukan Vurgun