Mera alanlarında ciddi kayıp
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre ülke genelinde mera alanlarının azalmasıyla eş değer olarak çiftçi sayısının da giderek azaldığını belirten Meriç Ziraat Odası Başkanı Ömer Ergin, 'Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın "iyimser" verilerine rağmen tarımdaki gidişatın iyi olmadığı görülüyor' dedi.
Meriç Ziraat Odası Başkanı Ömer Ergin, 1970'den 2017'ye kadar geçen sürede mera alanlarının 10 milyon 713 bin hektarlık alanın yok olduğunu belirtti.Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Türkiye'de Tarım Alanları tablosunu yorumlayan Ergin, şunların altını çizdi: “Tarım alanlarındaki kayıp tüm hızıyla sürüyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, 2017 yılında tarım alanları önceki yıla göre 336 bin hektar azalarak 23 milyon 375 bin hektara geriledi. Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü'nün açıkladığı "Türkiye'de Tarım Alanları" tablosuna göre, 1990 yılında 27 milyon 856 bin hektar olan tarım alanları 2002'de 26 milyon 579 bin hektara geriledi. Son 4 yıldaki azalma ise şöyle: 2014 yılında 23 milyon 939 bin hektar olan tarım alanları 2015'te 5 bin hektarlık düşüşle 23 milyon 934 bin hektara, 2016'da ise 23 milyon 711 hektara geriledi. Bu dönemde en büyük düşüş 336 bin hektar ile 2017'de gerçekleşti.
‘MERA ALANLARI ERİDİ'
Bakanlığın verilerine göre en dramatik gelişme mera alanlarında yaşandı.1970-2017 döneminde 21 milyon 698 bin hektar olan mera alanları yaklaşık olarak yarı yarıya azalarak 10 milyon 984 bin hektara geriledi. Türkiye bu dönemde 10 milyon 713 bin hektar mera alanını kaybetti. Ülke hayvancılığının içinde bulunduğu durum ithalata olan bağımlılık dikkate alındığında bunda mera alanlarının hızla yok edilmesinin önemli rolü olduğu açıkça görülüyor.”
‘ÇİFTÇİ SAYISI AZALIYOR'
Çiftçi Kayıt Sistemi'nin uygulanmaya başlandığı 2002 yılından 2017 yılına kadar geçen sürede hem mera alanlarında hem de çiftçi sayısında belirgin bir düşüşün yaşandığını ifade eden Ergin, konuşmasında şunları kaydetti: “Çiftçi Kayıt Sistemi'nin uygulanmaya başlandığı 2002 yılından 2017 yılına kadar kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 588 bin 666 kişiden 456 bin 175 kişi azalarak 2 milyon 132 bin kişiye düştü. Bu çiftçilerin işlediği tarım alanı ise aynı dönemde 164 milyon 960 bin dekardan 148 milyon 792 bin dekara geriledi. Tarım alanlarındaki gerileme ve binlerce çiftçinin tarımdan çekilmesi ülke tarımının geleceği açısından endişe verici. Kaldı ki, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı tarım alanı ve çiftçi sayısının bir bölümü tarımsal desteklerden yararlanmak için kullanıldığı biliniyor. Yani şehirde veya kırsalda yaşayan belli bir kesimin üretim yapmasa bile sisteme kayıt yaparak desteklerden yararlandığı biliniyor.”
‘TARIM VE ÇİFTÇİYE DEĞER VERİLMELİ'
Girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve üretimin arttırılmasıyla söz konusu gerilemenin önüne geçilebileceğini söyleyen Ergin, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü verilerine göre, tarımsal üretimin temel iki girdisi olan gübre ve mazot fiyatındaki artışın durdurulamadığı dikkat çekiyor. Bakanlığın üretici, ithalatçı firmalardan derlediği toptan fiyatlara göre, 2003 yılında tonu ortalama 309 lira olan ÜRE gübresi 2017 yılında ortalama 1000 liraya yükseldi. DAP gübresinin fiyatı ise aynı dönemde 388 liradan 1493 liraya çıktı. Çiftçinin kullandığı mazotun litre fiyatı 2002 yılında ortalama 1 lira 9 kuruş iken 2017 yılı ortalaması 4 lira 70 kuruş oldu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın "iyimser" verilerine rağmen tarımdaki gidişatın iyi olmadığı görülüyor. Öncelikle tarım ve mera alanlarının korunması, girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve üretim deseninin yeniden planlanması gerekiyor. Bunun için tarıma ve tarımcıya değer veren iradeye ihtiyaç var” diye konuştu.
Berk Söylemez