Tarihi hamamda çalışmalar sürüyor

Edirne'de Tunca Nehri kenarında 1422 yılında inşa edilen Gazi Mihal Hamamı restorasyonu iç ve dış meknda devam ediyor.

Edirne'de 15. yüzyıl yapısı Gazi Mihal Hamamı'nın restorasyon çalışmaları devam ediyor.

Dış ve iç mekanda devam eden restorasyon kapsamında iskeleler kuruldu. Ekipler yıllardır toprak altında kalan tarihi miras gün yüzüne çıkartıyor.

Osmanlı'nın erken dönem eserlerinden Gazi Mihal Hamamı'nın ayağa kaldırıldıktan sonra müze olarak kullanılması planlanıyor.

Hamamda incelemede bulunan Vali Sezer, çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Sezer'e inceleme sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, hamamın kent tarihi için öneminden bahsetti.

Kent merkezine girişte bulunan hamamın Kapıkule'den yurda giriş yapanları karşıladığını vurgulayan Sezer, 'Edirne'nin vitrini sayılacak bir yer olarak görülüyor. Maalesef uzun yıllar bakımsızlık ve atıl kalmaktan dolayı yıkılmış. Sedde çalışmaları nedeniyle hamamın bazı bölümlerinin bulunduğu alana yol yapılmış. Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda hamamda kazı çalışmaları gerçekleştiriliyor ve önemli yapılara ulaşıldı. Gazi Mihal Hamamı, hamamcılık açısından çok ender tarihi eserlerden biri. Hem kadınlar hem erkekler bölümüyle mimari açıdan çok önemli bir eser. Çok kısa sürede restore edip tarihte ihtişamlı dönemindeki gibi yerini alacak. Hamamın önünde Gazi Mihal Köprüsü ve ileride Gazi Mihal Camisi var. Buralarda çevre düzenlemesi yapacağız ve bir bütünlük arz edecek. Hamam, köprü ve cami şeklinde burayı külliye gibi düzenleyeceğiz. Hem Edirne'miz hem de Bulgaristan tarafından gelenleri karşılayan bir vitrin haline gelecek.' Dedi.

-GAZİMİHAL HAMAMI

1422 yılında Mihal Bey tarafından yaptırılmıştır. Edirne Kapıkule yolu üzerinde Tunca nehri kenarında yer almakta olup köprüsü ve camisiyle külliye içindedir. Kesme taş ve tuğla malzemeden yapılan hamamın duvarları orijinal halini koruyor. Rusların 1829'daki Edirne'yi işgalinin ardından tamamen kapatıldı.

-EVLİYA ÇELEBİ'NİN NOTLARI

Evliya Çelebi, 'Gayet büyük hamam olmakla birkaç halvetinde debbağlar, mavi, kırmızı, sarı, gül rengi ve turuncu sahtiyan boyarlar' diye bahsetmektedir. Evliya Çelebi, 16. yüzyılda hamamın belki bir kısmının fonksiyon değiştirmiş olduğunu ve debbağhane olduğunu anlatmaktadır.