Tunca ve Meriç Dip Seviyede Akıyor
Tunca ve Meriç nehirlerinde suyun azalmasıyla nehre atılan çöplerde ortaya çıktı. Kuraklık sadece nehirleri fiziksel olarak etkilemiyor. Bunun yanı sıra nehir canlılarını da olumsuz etkiliyor.
Türkiye'nin en önemli tarımsal ürünlerinin yetiştirildiği Trakya'da kuraklık hüküm sürüyor. Verim kaybı yaşamak istemeyen üreticiler ise yağış bekliyor. Kente hayat veren Tunca ve Meriç Nehirleri ise kuraklık nedeniyle dibi görmüş durumda. Kuraklık sadece nehirleri fiziksel olarak etkilemiyor. Bunun yanı sıra nehir canlılarını da olumsuz etkiliyor. Hem daha az yaşam alanı, hem de daha az oksijen kalıyor.
Nehir yatağında adacıklar oluştu, çevresindeki çöpler görünür hale geldi. Edirne'ye hayat veren nehirlerden Tunca ve Meriç kuraklık nedeni ile dibi gördü.
Kaynağını Bulgaristan alıp birleşerek Ege'ye dökülen 350 kilometrelik nehirlerin debisi düştü.
Tunca Nehri iki yıl önce aynı dönemde (2022'de) 10 m3/saniye ile 2023'te ise 13 m3/saniye ile akıyordu. Bu yıl ise yalnızca 3 m3/saniye ile akıyor.
Meriç Nehri'nde durum daha da kötü. 2 yıl önce 140 m3/saniye ile geçen 95 m3/saniye ile bu yıl ise yalnız 66 m3/saniye ile akıyor.
Kış aylarında yatağına sığmayıp taşkınlara neden olan Tunca ve Meriç Nehirleri dip seviyeyi gördü. Bölge çiftçisinin üretimde de kullandığı nehir suyu giderek azalıyor.
Nehirlerdeki debi düşüşünün sebebi ise havzasını besleyen yağışların azlığı…
Vatandaşlar ise durumdan kaygılı. Hem daha az yaşam alanı, hem de daha az oksijen kalıyor.
Tunca Nehri kenarında restoran işletmeciliği yapan Selahattin Kaya, yıllardır esnaflık yaptığını belirterek daha önce bu kadar kurak bir döneme rastlamadığını vurguladı.
Nehirlerin kuruma noktasına geldiğini ifade eden Kaya, "Bunun nedeni iklim değişikliği mi, yağmur yağmaması mı bilemiyoruz ama gerçekten bu yıl inanılmaz bir kuraklık yaşıyoruz. Umarım mevsimler normale döner, yağışlar gelir ve bu durum ortadan kalkar. Nehirde su az olunca hem kirlilik, hem sinek, hem de çamur insanları rahatsız ediyor. Hijyen açısından da kötü bir durum." Dedi.
Doğukan Vurgun