'Türkiye obez bir ülke olarak görülüyor'
"Dünya Obezite ile Mücadele Günü" nedeniyle Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları A.D. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları B.D. Başkanı Prof. Dr. Sibel Güldiken ile Genel Cerrahi A.D. Öğr. Üyesi Dr. Tuğrul Demirel tarafından "Obezite Farkındalığı" konulu basın toplantısı düzenlendi.
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde düzenlenen basın toplantısında obezitenin tanımı, korunma yolları ve obezite hakkında bilinmesi gerekenler anlatıldı. Trakya Üniversitesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Güldiken, obezitenin beyaz yağ dokusunun kontrolsüz bir şekilde vücuttaki artış durumu olduğunu söyledi.
“Sadece Türkiye'de değil, dünyada sıklık giderek yükseliyor”
Obezitenin, birçok kronik hastalığı ve bazı kanser türlerini beraberinde getirdiğinin altını çizen Dr. Güldiken; “Diyabet, hipertansiyon, yürüme ve egzersizle ilgili problemler, astım, safra kesesi taşı, hatta bazı kanser türlerinin temelinde obezitenin yattığını gösteriyor. Obezite ile ilgili mücadele programları son derece önemli. Sadece Türkiye'de değil, dünyada da sıklık giderek yükseliyor. Yaratmış olduğu sorunlar hem maliyet hem maneviyat açısından hastalarımızı hem de sağlık giderlerini mali anlamda zorlamaya başladı. Bu nedenden dolayı çocukluk zamanından itibaren obezitenin gelişmemesi ve bu konuda ailelerin ve çocukların ortamlarının sağlanması ve ona yönelik eğitim planlarının yapılması gerekiyor. Türkiye'de sıklık gerçekten yükse açısından çarpıcı sonuçlarımız var. Bunlardan güncel rakamları paylaşırsam, erkeklerde yüzde 20 yani 5 erkekten 1 tanesinde, kadınlarda yüzde 40 yaklaşık 2-3 kadından bir tanesinde toplamda da yüzde 30'larda olan bir rakam ortaya çıkıyor. 3 hastadan bir tanesinin obezite hastalığına yakalandığını ifade etmek durumunda kalıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Obezite ile ilgili problemleri olan hastaların, hastalığa yakalanma nedenlerini ortaya koymak gerektiğini dile getiren Güldiken; nedenlerini ortaya koyduktan sonra altında yatan hastalıkların tedavisinin yapılması gerektiğini söyledi.
“Hafif tempolu yürüyüş tavsiye ediyoruz”
Fazla kilosu olan hastalara haftada günde en az 150 dakika hafif tempoda yürüyüş tavsiyesinde bulunan Güldiken; “Edirne'de tartan pist var, hatta bende oraya yürümeye gidiyorum. Hatta orada bazı hastalarımızla karşılaşıyoruz. Akşam saatleri bir grup oluşturarak bunu planlamak daha iyi, çünkü kişilerin motivasyonu daha yükseğe çıktığını, hatta sohbet ederken 1 saatin nasıl geçtiğini anlamadan aslında 6 kilometreye yakın yol kat edildiğini 450 kalori kaybını sağlandığını biliyorum. Bunu Edirne'de ücretsiz yapabilecek bir yer de var. Nüfus yoğunluğundan ön planda olmasından dolayı Marmara Bölgesinde oranlar yüzde 30-35 olarak tanımlanıyor. Türkiye'de 6 ile 18 yaş arası 10 çocuktan 1 tanesi obezite hastalığı mevcuttur” açıklamasında bulundu.
Obezitenin kişiyi sadece görsellik anlamında rahatsız eden bir durum olmadığını söyleyen Dr. Güldiken; getirdiği diğer rahatsızlıklarla da bir sağlık handemi şeklinde tarif edilebileceğini belirtti.
Obezite hastalığının en sık karşılaşıldığı bölgenin Marmara bölgesi olduğunu vurgulayan Dr. Güldiken; Güneydoğuda yüzde 20'lerde iken, Marmara bölgesinde oranların yüzde 35 oranında tanımlandığını söyledi.
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları B.D. Başkanı Prof. Dr. Sibel Güldiken, “Doğru beslenme ile ilgili bilinçlendirmeye çok küçük yaşlardan itibaren başlamalıyız. Sağlıklı beslenme çok önem taşıyor. Bunu yapmazsak başarı oranımız çok yüksek olmaz. İnançları yükseltirsek ve bilinçlendirmeyi arttırırsak başarı şansımız çok yüksek olur. Sağlık Bakanlığı'nın sitesinde şöyle bir rakam var. Türkiye'de 6 ile 18 yaş arası oran yüzde 10'larda. Yani 10 çocuktan bir tanesinde obezite hastalığı mevcuttur diye söyleyebiliriz. Yani Türkiye obez bir ülke kabul edilebilir çünkü kilo ve boy üzerinden bir hesabımız var. En temelden kullandığımız rakam bu. Kiloyu boyun karesine böldüğünüzde 25 ile 18 arasındaki rakamları normal kabul ediyoruz, 25 ile 30 arasındaki rakamları kilolu grubun içine sokuyoruz, 30'un üzerindeki rakamları obez kabul ediyoruz. 40'ın üzerindekiler ise ‘ölümcül obez' dediğimiz grubun içerisine giriyor. Kilolu gibi kabul ettiğimiz 25'in üzerinde gruba baktığımızda Sağlık Bakanlığı'nın sitesinde yüzde 65 olarak gözüküyor. Normal dediğimiz kesim yüzde 35'te kaldığı için Türkiye obez bir ülke olarak kabul edilebilir" açıklamalarında bulundu.
“İdeal bir tedavi yöntemi değil”
Genel Cerrahi Öğretim Üyesi Dr. Tuğrul Demirel, Obezitede cerrahi kontrolün amacında çok etkili ve dramatik sonuçları çok kısa sürede alıp uzun verimli bir kilo kontrolü sağladığını fakat asla ideal bir tedavi yöntemi olmadığını söyledi.
“Çocukluk çağında önlem alınırsa yetişkin dönemde rahat ederiz”
Cerrahi denilen şeyin bir ameliyat olduğunu belirten Demirel, “Mide ameliyatı yapıyoruz. Bunlar risk taşıyan işler. Üniversitede kurmaya çalıştığımız sistemde de obezitenin önlenebilir hastalık olduğunu anlatabilmiş değiliz. Obezite çocukluk çağında eğer önlem alınırsa, eğitim programlarında buna güçlü bir yer verilirse yetişkin çağında ciddi anlamda önlem alabileceğimiz bir sorun. Buda kişisel farkındalığı edindirmekle ilgili düşünüyorum” dedi.
“Diyet negatif bir sözcüktür”
Obezitenin önlenebilir bir hastalık olduğunun savunan Demirel; “Bizim fıtratımızda hareketli olmamız var. Biz o hareketi vücudumuzdan uzak tuttuğumuz zaman bu organizma bu beden eklemiyle tükenmeye gidiyor. Kilolu olmak çok sağlıklı olmak olarak algılanmış bir durumdur. Düzen içerisinde olacağız, uykumuz düzenli olacak, sabah erken kalkacağız, toplu taşımadan arabadan uzak duracağız. Çok terlemeden bir yürüyüş istiyoruz. İstersek değişebiliriz. Bu değişimi istediğimizin farkına varmamız lazım” açıklamasına yer verdi.
“30'un üzerindeki rakamları da obez kabul ediyoruz”
Obeziteyi değerlendirirken kilo ve boy üzerinden bir değerlendirme yaptıklarını dile getiren Demirel; “Kiloyu boyun karesine böldüğünüz zaman 25 ile 18 arasındaki rakamları normal kabul ediyoruz. 25 ila 30 arasındaki rakamları 'overweight' dediğimiz kilolu grubun içine sokuyoruz. 30'un üzerindeki rakamları da obez kabul ediyoruz. 40'ın üzerine çıkarsa da ölümcül obez dediğimiz grubun içerisine giriyor bu vakalar. Kilolu kabul ettiğimiz 25'in üzerindeki vaka grubuna baktığımız zaman, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'nin yüzde 65'i bu grupta yer alıyor" açıklamasında bulundu.
Özlem Ceylan