Üniversiteli genç, depremin hissettirdiklerini yazdığı yazıyla anlattı
Türkiye'yi yasa boğan ve asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin üstünden 1 yıl geçti. Zaman geçti ama acılar hala ilk günkü gibi. 20 yaşındaki Üniversite öğrencisi depremzede Emre Can Bakımcı, depremlerin yıldönümü dolayısıyla yazdığı yazıda düşüncelerini anlattı.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ailesi ile birlikte Hatay'ın Samandağ ilçesinden Edirne'ye yerleşen Üniversite öğrencisi Emre Can Bakımcı, depremlerin üstünden 1 yıl geçse de yaşadıklarını unutamıyor. Edirne'ye geldiklerinde kentte üniversiteye hazırlanan Bakımcı, aldığı ücretsiz dershane eğitimleri ve verilen desteklerle istediği okulu kazandı. Depremlerin yıldönümü nedeniyle düşüncelerini kağıda döken Bakımcı, duygu dolu ifadelerle o anları anlattı.
Çankırı Karatekin Üniversitesi Kimya bölümü birinci sınıf öğrencisi Emre Can Bakımcı, 6 Şubat tarihinde gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerin hissettirdiği acıyı yazdığı yazıyla anlattı.
Depremlerden psikolojik olarak derinden etkilendiğini söyleyen Bakımcı, insanların deprem bölgesinde yaşadıkları sıkıntıları ve yarım kalan hikayelerini unutmadıklarını ve o anları anlatan bir yazı yazmak istediğini söyledi. O günün unutulmaması için bu şekilde bir yazı yazmaya karar verdiğini anlatan Bakımcı, "Unutmadık, Unutmayacağız, Utturmayacağız" diyerek depremin izlerinin silinmediğini hatırlattı.
"Biz o şehrin içinde umutlarımızı, hayallerimizi, neşemizi bıraktık"
Bir şehir düşünün, 4.17'de ışıkları sönen, unutulmayacak bir sessizliğe bürünen diyerek sözlerine başlayan Bakımcı, " İşte, biz o şehrin içinde umutlarımızı, hayallerimizi, neşemizi bıraktık. O gecenin sabahında gülmeyi unuttuk. Çiseleyen yağmurun, şiddetli gök gürültüsünün altında, şimşeğin gökyüzünü aydınlattığı o günde gözlerimizin umuda kapandığı günü düşünün. Bir umuttur yaşamak, bir umuttur bekleyip kavuşmak diye düşündüğümüz günleri düşünün. Yağan yağmurdan daha şiddetli akan göz yaşlarını düşünün. Yıldızların gökyüzünde kaybolduğu bir gün, unutulmayacak bir acı, bir hüzün, bir umut her yanımızı kapladı. Daha çok ışığı sonsuz acıyla sönen evler... Yazarım, yazarım, yazarım, ama bu acıya ne satırlar, ne sayfalar yeter. Biz kalbimizi o gecede bıraktık, bir daha atmayacak olan kalbimizi ve bir daha eskisi gibi olmayacak geleceğimizi bıraktık. Gözlerinizi kapatıp, ışıksız bir şehir düşünün. Bir daha gözlerinizi sevgiyle açamayacağınız bir şehir" İfadelerine yer verdi.
"Şehrimin kokusunun özlemini çekiyorum"
Yaşanan acı olayla ilgili bazı sanatçıların şarkılarından örnek vererek benzetmeler yapan Bakımcı, "Cem Adrian'ın dediği gibi, içimde bir şey kanıyor, keskin bir vedanın yarası sızlıyor. Ama kalplerin kül olduğu bir vedaydı. Yine bir şarkıda dediği gibi, gece çöker, güller solar, gözlerime yaşlar dolar, hatıralar bende ağlar. "Neredesin ay yüzlü şehrim? Bu sözlerle " Hayat bitti, Hatay'da bitti. Ben Emre Can, o gecede ümitlerim, umduklarım, yaşamım, neşem, huzurum, mutluluğum, sevgim,sevdiklerim,çocukluğum ,son gecemi geçirdiğim evim beklentilerim içinde hayallerim tarih oldu. En kötüsü o anda şehrinin güzel kokusunu kaybettim, şimdi ise şehrimin kokusunun özlemini çekiyorum. Ya sen? " ifadelerine yer verdi.
Sözlerini Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Hatay Benim Şahsi Meselemdir " sözü ile sonlandıran Bakımcı, "ATATÜRK'ÜN dediği gibi "Hatay Benim Şahsi Meselemdir " öyle de kaldı ATAM... Hatay tarihti, yine tarih oldu" dedi.
Burcu Temel