Uzmanından YKS öncesi adaylara ve ailelere uyarı!

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı tarafından yapılacak olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) oturumları 17- 18 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek. Sınava girecek adaylara ve ailelerine uyarılarda bulunan Uzman Klinik Psikolog Ezgi Yürük, 'Yoğun hissedilen stres kişinin kontrolünü güçleştirebilir. Ancak bu noktada önemli olan gerginliği ortadan kaldırmak değil, bu gerginliğinizin sınav performansınızı olumsuz yönde olan etkisini engellemektir' ifadelerine yer verdi.

Sınav öncesi kaygıyı azaltmak ve kontrol altına almak için önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Yürük, Sınavdan önceki gece her zamanki saatte yatağa girmenin ve beslenme alışkanlıklarını olduğu gibi sürdürmenin oldukça önemli olduğuna değindi.

Yoğun tempo ile 1 yıldır çalışılsa da bu sınavın aslında ilkokuldan beri hedeflenen ve mutlak başarı beklenen bir sınav olduğunu söyleyen Uzman Klinik Psikolog Yürük, Aynı zamanda geleceği belirlediğine inanılan ve mutlaka başarmak zorunda hissederek kaygı duyulan bir sınav olduğunun altını çizdi.

Sınava kısa süre kalan ve sona yaklaştıkça bu duyguları yoğun bir şekilde hissetmenin oldukça normal olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Yürük, öncelikle bunların normal olduğunu kabul etmek gerektiğine vurgu yaptı.

"Duygularınıza odaklandığınızda stres faktörü yükselecektir"

YKS sınavı yaklaştıkça artan heyecanı da bu noktada göz önünde bulundurmakta fayda olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Yürük, “Bu kadar zamandır beklediğiniz bir sınavın sizi heyecanlandırması beklenen bir durum. Duygularınıza odaklandığınızda stres faktörünün yükseldiğini fark edebilirsiniz. Stres insanın hayatta kalabilmesi için gereklidir. Yoğun hissedilen stres ise kişinin kontrolünü güçleştirebilir. Ancak bu noktada önemli olan gerginliği ortadan kaldırmak değil, bu gerginliğinizin sınav performansınızı olumsuz yönde olan etkisini engellemektir" dedi.

"Kaygıyı kontrol altına almak için öneriler"

Kaygıyı kontrol altına almak için önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Yürük, "Rutinlerinize sadık kalmanız yaşamın her döneminde çok önemli. Bu nedenle sınava sayılı günler kala ise daha da önemli hale geliyor. Beden ve ruh sağlığı için rutinlerinizi olduğu gibi sürdürmek, sınavdan önceki gece her zaman ki saatimizde yatağa girmek, beslenme alışkanlıklarımızı olduğu gibi sürdürmek oldukça önemli. Hiç alışkın olmadığımız bir şekilde erken saatte yatağa yatmamız uykumuzu getirmeyeceği gibi uyamadığımız için yaşadığımız stres bizi olumsuz etkileyecektir" dedi.

"Sadece ders çalışarak geçirilen bir gün, fiziksel sağlık için asla önerilmez"

Sadece ders çalışarak geçirilen bir günün, fiziksel sağlık için asla önerilmez olduğunu söyleyen Uzman Klinik Psikolog Yürük,"Bu nedenle günlük açık hava yürüyüşleri, kısa molalar, mümkünse spor aktiviteleri hayatınızda olmaya devam etmelidir. Sınav yaklaştı diye sadece masada vakit geçirmek vücudunuzu zorlayabilir" dedi.

Sınav korkusuna bağlı kalp çarpıntısı, terleme, titreme gibi fiziksel semptomlar oluşuyorsa bedene odaklanmak gerektiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Yürük,"Eğer bu semptomlar olur ise, elinizdeki kalemi masaya bırakın, gözleriniz kapatın, zihninizi sadece keyif aldığınız bir zamana odaklamaya çalışın. Bu durum stres hormonu seviyenizi düşürerek mutluluk hormonu seviyenizi arttırmaya yardım edecektir. Bunu ders çalışırken de deneyebilirsiniz" dedi.

Sınav yerini önceden görmenin ve gerekli kontrollerin sağlandığından emin olmanın rahatlama sağlayacağını hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Yürük, "Son ve en önemlisi; hayat sizi defalarca ve farklı sınavlarla sınayacak. Bazen bazı sınavlardan istediğiniz sonucu alamayabilirsiniz. Unutmayın ki tüm eğitim yaşamınız boyunca pek çok beceri edindiniz.
Sınav yalnızca bunların bir kısmının göstergesi ve ne hayatınızın başlangıcı ne de sonu olacak" ifadelerine yer verdi.

"Ailelere de büyük görev düşüyor"

Sınav öncesi ve sonrasında adaylara olduğu kadar ailelere de büyük görev düştüğünü vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Yürük, "Sınav sürecinde, ailelere de çok iş düşmektedir. Anne ve babalar bilmelidirler ki, hepimiz zorlu ve yorucu sınavlardan geçtik. Öğrenci olduğumuz günleri unutmamalı ve empati kurmalıyız . Bu nedenle; Sınavın önemi yüceltilirken, sonucunda yaşanabilecek başarısızlık, dünyanın sonu gibi yansıtılmamalı, farklı alternatifler düşünülmelidir.Baskıcı ve katı tutumlardan kaçınılmalıdır. Sınavda olan sonuç ne olursa olsun, çocuğun yanında olunacağı hissettirilmelidir. Akranlarıyla kıyaslanmaya girilmemelidir .Çünkü bu durum, sürekli kıyaslanma yapılan kişinin özgüveninin düşmesine ve yetersizlik duygusunun ortaya çıkmasına neden olacaktır" şeklinde açıklamada bulundu.

Özlem Ceylan

ÖZLEM CEYLAN

Bakmadan Geçme