Yetersiz su içmenin vücuda 9 etkisi
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz, su içmenin ne kadar önemli olduğunu anlatırken uyarılarda bulundu.
Siz de susamadan su içmeyenlerden misiniz? Hatta gün boyu aklınıza su içmek gelmiyor ve su içmeden günü bitiriyor musunuz? Vücudumuzun yaklaşık yüzde 60'ının sudan oluştuğunu ve organların suya ne kadar ihtiyacı olabileceğini hatırlayın. Vücut, terlemeyle, idrarla ve hatta nefes alırken bile su kaybeder. Yaşamsal faaliyetlerin devam edebilmesi için kaybedilen suyun yerine mutlaka konması gerekir. Herkesin su ihtiyacı kiloya ve hareketliliğe göre değişiyor. Kilo başına su içme miktarı 30-40 ml olmalı. Günlük yeterli su ihtiyacının karşılanmaması böbreklerden cilde kadar pek çok soruna yol açıyor. Hiç su içilmemesi ise ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
Kanın yüzde 90'ı sudan oluşuyor. Su içmek, kan hacmi ve kan basıncını doğrudan etkiliyor. Yeterli su içilmemesi durumunda kan basıncı dengesi ayarlanamıyor, tansiyonda yükselişe neden olabiliyor. Beynin yüzde 75'i sudan oluşuyor. Hafif seviyelerde susuzluk duygu durum ve bilişsel işlevlerde bozulmalara neden olabiliyor. Susuzluk sonucu konsantrasyon azalırken, kısa süreli hafıza gibi bilişsel işlevin performansı önemli ölçüde düşüyor. El-göz motor koordinasyonu bozulabildiğinden, hassas veya detaylı işlerin yapılması zorlaşıyor, güvenlik zafiyeti oluşabiliyor. Su tüketimi azaldığında, hava yolları su kaybını en aza indirgemek için vücut tarafından kısıtlanıyor, böylece potansiyel olarak astım ve alerjiler daha da kötüleşebiliyor. Vücudumuzdaki mikropların kısa sürede dışarı atılabilmesi için de yeterli su tüketimi önemli. Özellikle yüksek ateş ve ishal gibi durumlarda su tüketimi hayati öneme sahip.
Terleme, vücut için önemli bir soğutma mekanizması. Cildin soğumasına yardımcı oluyor. Öte yandan ter attıkça tuz ve bazı mineralleri de kaybediyoruz. Ter kayıpları sıvı alımıyla telafi edilmezse, vücut ısısının düzenlenmesi sağlanamıyor, ayrıca kaslara giden kan basıncı azalıp, kas krampları ve kas kasılmaları gözlemlenebiliyor. Bağırsakların da düzgün çalışması için suya ihtiyacı var. Az su tüketimi olursa, sindirim sorunları ve kabızlık bir sorun haline gelebilir. Su tüketiminin yetersiz olması mide ekşimesine neden olabiliyor. Susuzluk, ülserin gelişimini teşvik edebilecek aşırı derecede asidik bir mide yaratabiliyor. Böbrekler atıkların kan dolaşımından filtrasyonu ve idrar yolu ile atılım için suya ihtiyaç duyuyor. Böbrekler vücudumuzda her gün oluşan zararlı atık maddeleri (üre, kreatinin, ürik asit gibi) su ile seyreltip atıyorlar. Günlük ihtiyacından daha az sıvı alan insanlarda idrar akımı yavaşlayacağı için kolayca idrar yolu iltihapları ve taşları oluşabiliyor. Yetersiz su tüketimi uzun vadede böbrek yetmezliğine de yol açabiliyor.
Cildimizin yaklaşık yüzde 30'u sudan oluşuyor. Su, cilt nemini korumak ve cilt hücrelerine gerekli besin maddelerini vermek için gerekli. Cilt dokusunu yeniliyor, esnekliğini artırıyor. Bu da, kırışıklıklar ve ince çizgiler gibi yaşlanma görünümünü geciktirmeye yardımcı oluyor. Az su tüketildiğinde ise cilt bozuklukları ve kırışıklıklarla daha erken karşılaşılıyor. Eklemlerde ve omurganın disklerinde bulunan kıkırdak, yaklaşık yüzde 80 oranında su içerir. Su içme yeterli olduğunda kıkırdaklar daha iyi iş görür ve iyi yağlanmış omurga daha kolay hareket edebilir. Daha pürüzsüz omurgada sürtünme daha az etkilenir. Susuzluk arttığında, dejenerasyon ve hasara neden olabilir, şiddetli ağrıya yol açabilir. Susuzluk baş ağrısına da yol açabiliyor. Bazı gözlemsel çalışmalar yetersiz su içmenin migren sürelerini uzatabileceğini söylüyor. Gün içinde yaşanan baş ağrısının nedenini stres, yorgunluk, uykusuzluk veya hastalık gibi nedenlere bağlarız. Ancak gün içerisinde sıklıkla baş ağrısı çekiyorsanız ve dinmeyen baş ağrıları migrene dönüşüyorsa bunun en temel nedeni su içmemeniz olabilir.
Haber Merkezi