Bakan Memişoğlu, 'Depreme karşı her an hazır olmalıyız'
Edirne'nin ev sahipliğinde düzenlenen 'Balkan Ülkeleri Sağlık İş Forumu'na katılmak üzere kente gelen Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, gazetecilerle bir araya gelerek İstanbul'da meydana gelen depremler sonrası bakanlığın hazırlıkları ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Sağlık Bakanlığının çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Memişoğlu, İstanbul’da meydana gelen depremin ardından yapılan hazırlıkları da anlattı. "Deprem değil, bina öldürür" diyerek vatandaşlara uyarılarda bulunan Bakan Memişoğlu, 6 Şubat'ta yaşanan depremin çok acı bir tecrübe olduğunu ve bu yüzden deprem öncesinde hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı.
"Türkiye Sağlık turizminde son 10 senedir çok yol kat etti"
Türkiye'nin sağlık turizminde son 10 senedir çok yol kat ettiğini vurgulayan Bakan Memişoğlu, Şu anda Türkiye'nin senelik 3 milyar dolarlık bir sağlık turizmi geliri olduğunu aktardı.
Son 22 yılda Cumhurbaşkanlığı liderliğinde sağlıkta büyük bir gelişim süreci yaşadıklarını söyleyen Bakan Memişoğlu, Hem sağlık insan gücü, hem sağlık altyapısı ve ulaşılabilirlik, yapılabilirlikte sağlıkla ilgili tüm işlemleri yapabilir bir Türkiye'de olunduğunu belirtti.
Avrupa'dan, Amerika'ya, Asya'ya, Uzak Doğu'ya kadar bütün insanların Türkiye'deki bu iyi sağlık hizmetlerinden, altyapısı kuvvetli, insan gücü kaliteli ve bilgili olan sağlık hizmetlerinden faydalanmak istediğini ifade eden Bakan Memişoğlu, Türkiye'nin sağlıkta çekim merkezi haline geldiğine dikkat çekti. Bunu daha iyi geliştirebilmek için 4 yıl içerisinde hedeflerinin 20 milyar dolara ulaşmak olduğunu söyleyen Memişoğlu, bunun için çeşitli faaliyetler yaptıklarını belirtti. Sağlıklı Türkiye Yüzyılı için, koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeliyle daha çok şey yapacaklarını söyleyen Memişoğlu, Onun için de gece gündüz çalışmaya devam ettiklerinin altını çizdi.
" İstanbul depremi hepimizin gerçeği"
Şu anda hastanelerde depremin direk etkisiyle herhangi bir yaralanma olmadığını aktaran Memişoğlu, "Deprem esnasında veya sonrasında korku ve panikle kaçmaya veya uzaklaşmaya çalışan vatandaşlarımızın yaralanmaları oldu. Şu anda hastanelerimizde 32 yaralımız var. Bunların 28'i İstanbul'da, diğerleri diğer şehirlerimizde. Durumları iyi, hayati tehlikeleri yok. Özellikle ortopedik dediğimiz travmaya bağlı yaralanmalar var. Ama İstanbul depremi hepimizin gerçeği maalesef. Bugün baktığınız zaman 6 Şubat çok acı bir tecrübe bizim için ama Hatay'a, Maraş'a gittiğiniz zaman, Adıyaman'a gittiğiniz zaman ki sadece biz değil, dünyanın herhangi bir yerinden bir ziyaretçi geldiği zaman bugün deprem bölgesinde şaşkınlık içerisinde kalıyorlar. Çünkü bütün binaları yenilenmiş neredeyse, altyapısıyla, hastaneleri ki, şu anda sağlık hizmetleri deprem öncesinden daha iyi, altyapı olarak da, yatak kapasitesi olarak daha da geliştireceğiz. Ama çok acı bir şey var; 52 bin canı geri getiremeyeceğiz. Onun için bizler, deprem öncesinde, hazırlıklı olmamız gerekiyor" ifadelerine yer verdi.
Binasal ve fizikselin yanında en önemlisinin düşünce hazırlığı içerisinde olunması olduğunu aktaran Memişoğlu, deprem anında nasıl hareket edilmesi ve ne yapılması gerektiği bilinciyle hazırlıklı olunmasının büyük önem taşıdığını ifade etti.
Deprem öldürmez, bina öldürür diyerek vatandaşlara uyarılarda bulunan Memişoğlu, bu yüzden insanların düşünce tarzını veya hazırlığını depreme göre yapması gerektiğini hatırlattı.
"Deprem esnasında nasıl hareket edeceğimizi ezbere bilmemiz gerekiyor"
Deprem esnasında nasıl hareket edeceğinin ezbere bilinmesi gerektiğine değinen Memişoğlu, "Sağlık sisteminde, hazırlığımızı sıfırıncı saniyede otomatik olarak nasıl hareket etmemiz gerektiğinde yapıyoruz. Mesela bu depremde 6.2 olduğu zaman İstanbul'daki ambulanslarımız hiçbir talimat vermeden otomatik olarak sahaya çıktılar. Helikopterlerimiz hiç kimseden talimat almadan sıfırıncı saniyede havalandı. Hastanelerimizi bölgesel olarak Türkiye'deki diğer hastanelerle eşleştirmiş durumdayız. Aynı zamanda aile hekimlikleri, eczaneleri dahi hangi eczane nereye ne zaman gelecek, nasıl gelecek, hangi yolla gelecek onu planlamış durumdayız. Aynı zamanda büyük hastanelerimizi deprem esnasında 12 saat kendi kendine yetebilecek bir planlama ve hazırlık içerisindeyiz" ifadelerine yer verdi.
"Tatbikatlarla hazırlık seviyesi artırılıyor"
Tatbikat çalışmalarına ilişkin de açıklama yapan Memişoğlu, İstanbul dışındaki 16 ilde yürütülen tatbikatlarla birlikte deprem anında nasıl hareket edeceklerinin insanlara öğretilmeye başlandığını belirtti.
"Herkesin bu hazırlığı yapması gerekiyor"
Herkesin depreme hazırlıklı olması gerektiğini söyleyen Memişoğlu, "Hazırlıklı olmalıyız çünkü can değerli, geri gelmiyor ve bunu 'bana bir şey olmaz' değil, kendi canımızı kurtaracak şekilde deprem esnasında nasıl hareket ederiz, ne yaparız hep beraber düşünmemiz lazım. Sonuçta bu yıkılan çürük yapıları da insanoğlu yapıyor, vatandaşlarımızın bu konuda daha hazırlıklı olmasını tavsiye ediyoruz. 6.2 şiddetindeki depremde bir can kaybımız yok hamdolsun, çökme veya yıkıma bağlı bir yaralanmamız yok ama bu bize bir uyarıdır, bu İstanbul'a bir uyarıdır. Olacak, olmayacak şeklinde bilim insanları tartışıyorlar ama sonuçta ne olursa olsun hazır olmamız gerekiyor. Onun için vatandaşlarımızın her birine, yöneticilerimizin her birine, kurumlarımızın her birine görev düşüyor. Birlikte hareket edip, ayrıştırıcı olmadan, siyasi tarafını karıştırmadan depreme hepimizin hazır olması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin her yerinde sağlık hizmetini en iyi şekilde sunan altyapı ve insan gücüne sahip olduklarını söyleyen Memişoğlu, " Sadece İstanbul değil, bugün Edirne en az İstanbul kadar iddialı, Antalya en az İstanbul kadar iddialı, Nevşehir, Diyarbakır, Rize, Trabzon, Iğdır, Van, Şırnak, Hatay en az İstanbul kadar iddialı. Sağlık turizmini lokomotif sektörlerden bir tanesi olarak görüyoruz. Onun için hepsinin binaları da yeni, altyapısı da yeni, insan gücü de iyi. Kamu hastaneleri de, özel sektör de, vakıf hastaneleri de, devlet üniversiteleri de, tıp merkezlerimiz de hepsi sağlık turizminin içerisinde olacak. Burada daha kalitelisini vermek için de özellikle TUSKA dediğimiz kalite akreditasyonunu ön plana çıkarmaya başladık. Bunu sağlık turizminde de, aracı kuruluşlarda da, hastanelerimizde de yapacağız. Çünkü sonuçta bir kalite standardı olduğu zaman, bu belge olduğu zaman güvenilir standartta bir sağlık hizmeti sunduğunuzun ispati olmuş olacak. Aynı zamanda USHAŞ'ı bunun da devletin güvencesinde, korumasında ve kontrolünde olan, özellikle sağlık turizmiyle ilgili koordinasyonunda olan bir yapı olarak planlamış ve ona göre çalışıyoruz" ifadelerine yer verdi.