Bulaşıkçıydı, patron oldu

Kırklareli'de küçük yaşta bulaşıkçı olarak çalışmaya başlayan Nihat Yaman, azmi ve çalışkanlığıyla bulaşıklarını yıkadığı lokantanın sahibi oldu

Bulaşıkçıydı, patron oldu
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kırklareli'de küçük yaşta bulaşıkçı olarak çalışmaya başlayan Nihat Yaman, azmi ve çalışkanlığıyla bulaşıklarını yıkadığı lokantanın sahibi oldu.

O dönemki ismiyle Yugoslavya'dan göç eden bir ailenin dört çocuğundan en küçüğü olarak dünyaya gelen Nihat Yaman (53) ağabeylerinin evlenmeleri sonrası 10 yaşında görme engelli babası ve fiziksel engelli annesine bakmak için çalışmaya başladı. İlkokula giderken baktıkları ineklerin sütünü satan Yaman, daha sonra komşularının restoranında okuldan sonra bulaşıkçılık yapmaya başladı. Zamanla önce komi, sonra garson ve aşçısı olduğu restoranı satın alan Yaman, şimdi 37 kişiye istihdam sağlamanın gururunu yaşıyor.

Yaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşıtlarıyla hiçbir zaman sokakta oynayamamasına, maddi zorluklar içinde büyümesine rağmen mutlu bir çocukluk dönemi geçirdiğini söyledi. Restorandaki bulaşıkçı kadınlara yardım ederek iş hayatına atıldığını anlatan Yaman, yazın diğer çocuklar gibi oyun oynamak yerine çalıştığını, kışın ise eğitiminin ardından işe giderek bulaşık yıkamaya devam ettiğini dile getirdi.

Azmi ve çalışkanlığıyla maddi sıkıntılarını aştığını ifade eden Yaman, şunları kaydetti:

"Bir süre sonra restoranda terfi aldım ve bardak yıkamaya başladım. Ama hayatta hiçbir dikili ağacım yoktu. Okula gidiyordum ceketim yoktu, utanıyordum. Annem babam engelli, onlara bakıyordum, göz kulak oluyordum. Bazen restoranda kalan yemekleri götürüyordum geceleri. Babam kıyamıyordu bana 'çalışma oğlum' diyordu, ben çalışmayı çok seviyordum. Ona da katkı olsun diye yazın çalışıp kışın da okuldan sonra çalışmaya devam ediyordum.  Bardakçılıktan sonra garson yardımcılığına terfi ettim. Garson yardımcılığından garsonluğa terfi ettim. Sonra küçük yaşta tezgahtar oldum, aşçı yardımcısı oldum, aşçı oldum, döner yardımcısı oldum, dönerci oldum. Bu lokantacılıkta bulaşıkçılıktan ustalığa kadar yetiştim. Geçmişini unutan geleceğini de unutur, başarılı olamaz. Ben bulaşıkçılık yaptığım restoranda gece gündüz demeden görme engelli babam ile engelli anneme destek olmak amacıyla çalıştım. Bulaşıkçılıktan bu durumlara kadar geldim ama tek sebep dürüstlük, çalışkan olmak, içimde Allah korkusunun olması ve bir de anne ve babamın duasını çok aldım. Anne ve babanın duasını alabilen herkes hayatında başarılı olabilir.”

"BEN HAYATIM BOYUNCA ÇALIŞMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DÜŞÜNMEDİM"

Hayatını zorluklarla kazandığının farkında olduğunu belirten Yaman, çalışarak her şeyin başarılabileceğine işaret etti.Bugüne kadar hayatını ve başarısını tırnaklarıyla kazıyarak kazandığını belirten Yaman, "Çocuklarıma hep şunu aşıladım, her şeyin başı iyi insan olmak, dürüst bir insan olmak, iyi bir birey olmak, Allah korkusunun var olması. Herkes sorumluluğunu bilecek. Ben bunları yaşadım, annemin ve babamın duasıyla bugünlere geldim. Çocukluğumda yapmadıklarımı, giyemediklerimi, yiyemediklerimi çalışarak giydim, yedim. Yokluk yüzünden de okuyamadım o zaman ortaokulu bitirdikten sonra bir daha da liseye gidemedim." diye konuştu.  İşte ahlaklı olmanın her zaman kazandırdığını vurgulayan Yaman, sözlerini şöyle tamamladı: "Ben hayatımda düşmanıma dahi kötülük yapmam. Benim her zaman gençlere ve insanlara önerim önce ahlaklı ve iyi bir insan olmak. Limon sat, su sat, simit sat, berberlik yap, kuaförlük yap, lokantacılık yap, köftecilik yap ne iş yaparsan yap kendi işinde en iyisi olmak zorundasın. Herkesten farklı olmak zorundasın. İşine saygın olacak ve 24 saat işinin başında olacaksın. Fırsat buldukça uyumaya gidiyoruz. Kendimiz besleme çekerek açıyoruz kendimiz kapatıyoruz dükkanımızı. Herkes işini severek işinin de en iyi şekilde hakkını verip müşterilerine de en iyi şekilde hizmet ederse başarılı olur. Ben bunu yaşadım gördüm."

AA