'Canınızla kumar oynamayın'

Seyir halindeyken yanan otobüs olaylarıyla son günlerde yeniden gündeme gelen10 numara yağ tehlikesi, akaryakıt, ulaştırma ve otomotiv sektörlerini tehdit ediyor

'Canınızla kumar oynamayın'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 

Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası (TABGİS) Başkanı Ferruh Temel Zülfikar, son günlerde yanan otobüslerle yeniden gündeme gelen 10 numara yağ konusuna ilişkin, "10 numara aslında kaçağın kod adı. Bunun içinde teneke teneke Suriye mazotu da olabiliyor. Suriye'den, Irak'tan gelen mazotu da 10 numara yağı da kendi aracına koyan vatandaş canıyla kumar oynuyor" dedi.

Gündeme yeniden gelen 10 numara yağ ve kaçak akaryakıt konusu, akaryakıt, ulaştırma ve otomotiv sektörü paydaşları tarafından tartışılıyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan TABGİS Başkanı Zülfikar, 10 numara yağ fiyatlarının Suriye'den kaçak yollarla yurda giren mazotla rekabet edebilmek amacıyla ucuzladığını belirtti.

Güneydoğu illerinde satılan kaçak mazotun litre fiyatının 1,8 liraya kadar gerilediğini dile getiren Zülfikar, kaçak yakıtın artık 10 numara yağ adı altında da satıldığına dikkati çekerek, "10 numara aslında kaçağın kod adı. Bunun içinde teneke teneke Suriye mazotu da olabiliyor. Yani bunu 10 numara diye satıyorlar ama gerçekte Suriye'den kaçak gelen mazotu, rafine edilmemiş patlamaya hazır bomba niteliğindeki mazotu satıyorlar" diye konuştu.

"Şu anda 10 numara yağ diye kalıp yağı gibi ne olduğu belli olmayan ürün satılıyor" bilgisini veren Zülfikar, "Suriye'den, Irak'tan gelen mazotu da 10 numara yağı da kendi aracına koyan vatandaş canıyla kumar oynuyor. Bu ürünler özellikle rafine edilmemiş kaçak mazot, orada çok ilkel şartlarla üretilen bir şey. Bunun güvenilir bir yanı yok ki alıp bunu aracınızda kullanasınız" ifadelerini kullandı.

"TALEP OLMAZSA ARZ DA YAPILMAZ"

Zülfikar, kaçak yakıtın sadece büyük araçlarda değil, hususi dizel araç sürücüleri tarafından da kullanıldığını vurgulayarak, denetimlerin artması gerektiğini kaydetti. Denetimlerin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde ilgili diğer kamu kurumlarından oluşan bir komisyon tarafından yürütüldüğünü anlatan Zülfikar, şunları kaydetti:

"Denetimleri sadece arzın üzerine giderek yapamayız. Gidiyoruz 1 boru hattı yakalıyoruz, ertesi gece 3 tane daha kuruyorlar. Talebi kesmemiz lazım. Yollarda fatura kontrolü yapılan maliye noktaları var.  Buralara ilgili kamu otoritelerini konuşlandırarak egzoz emisyon ölçüm cihazlarıyla çok rahat kontrol yapılabilir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu noktada tek seferde 1.500 liraya kadar ceza kesebiliyor. Bu cezaları kestiğiniz takdirde tüketici artık bu ürünü almaz. Yakıt denetimleri daha çok gümrüklerde yapılıyor. Ama bu yeterli değil, gerçek kaçak kullanıcısını atlıyoruz."

Kaçak yakıt konusunda güncel yargı kararlarına göre alanın da suçlu bulunduğunu hatırlatan Zülfikar, "Geçtiğimiz günlerde Yargıtay bir karar verdi. Dedi ki, 'Artık alan da suçlu.' Siz 4,5 liralık bir ürünü 1,5 liraya alıyorsanız bilmemeniz mümkün mü? O zaman alıp aracında kullanan tüketiciyi de cezalandırmak gerekiyor. Talep olmazsa arz da yapılmaz. Böylece insanların canı da tehlikeye girmez" değerlendirmesini yaptı.

"KURUMSAL ŞİRKETLERİN TAMAMI BU ÜRÜNE KARŞI"

Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Genel Başkanı Mehmet Erdoğan ise haksız rekabete neden olması sebebiyle, 10 numara yağ ve kaçak mazota karşı olduklarını dile getirdi.

Türkiye'de bazı otobüs, tır, kamyon ve benzeri araçlarda yakıt yerine 10 numara yağ kullanıldığının bilindiğini ifade eden Erdoğan, "Bu ürünün motora, sektöre ve çevreye zararı oldukça fazladır. Ayrıca devlete de zararı var. Firmalar arasında rekabete yol açtığı için kurumsal şirketlerin tamamı bu ürüne karşıdır" diye konuştu.

Bir otobüsün yıl boyunca yaklaşık 90 ton mazot kullandığını aktaran Erdoğan, "Bu mazotun faturasını devlete ibraz edelim, bunun belli bir yüzdesini bize iade etsinler. Biz de taşıma modları olan hızlı trenler, uçaklar ve diğer taşıma araçları arasında kendimize yer bulalım" dedi.

Son yıllarda şehirler arası otobüs kazalarının ve buna bağlı ölümlerin azaldığını aktaran Erdoğan, şehir içi taşımacılık yapan araçların kazalara daha fazla karıştığını kaydetti.

Türkiye'de yaklaşık 600 bin otobüsün bulunduğu ancak kamuoyunca hepsinin şehirlerarası tarifeli ve D1 belgeli (Belirli bir ücret ve zaman tarifesine göre düzenli yolcu taşımacılığı yapacak kişilere verilen belge) otobüs olarak algılandığını anlatan Erdoğan, "Biz kayıtlı 345 şirket 8 bin 500 otobüsle hizmet veriyoruz. Türkiye'de günde 15 binin üzerinde seferle, 500 ila 1 milyon kişi arasında insan taşıyarak hizmet vermeye çalışıyoruz. Bunların çoğu büyük kurumsal şirketlerdir. Şehirlerarası otobüslerde yaş ortalaması genellikle üç, üç buçuk arasında, yani yeni otobüsler kullanıyoruz" diye konuştu.

Erdoğan, karayolunda taşıma yapan en güvenli aracın D1 belgeli sefer yapan otobüsler olduğunu kaydetti.

"10 NUMARA YAĞ KULLANAN ARAÇTAN IZGARA KOKUSU GİBİ BİR KOKU GELİR"

Kale Turizm'in Esenler Otogarı'ndaki yetkilisi Murat Demir ise, bir litre mazotun 4,65 lira olduğu bir ortamda  kurumsallaşamayan bazı firmaların bu yola başvurduğunu söyledi.

Demir, "Bunun sebebi bir litre mazotun 4,60 kuruş olduğu yerde, 10 numara yağın da yarı yarıya maliyeti olduğu için mecburen kullanacak"  diye konuştu.

Otobüslerin pahalı araçlar olduğunu belirten Demir, 12 ay boyunca maliyetlerin değişkenlik gösterdiğini hatırlatarak şunları aktardı:

"Karayollarının, devletin verdiği bir fiyatın altında yolcu taşınıyorsa, rekabet de varsa bu adam ne yapacak? Tabii ki yarı yarıya fiyatı olan 10 numara yağ kullanacak. Otobüsün kilometre başında 1-1,10 lira yakıt maliyeti var. Bu adam bin kilometre yolda 46 yolcudan ortalama 2 bin küsur lira kazanıyor. Bin kilometre yolda bin lira yakıt, 3 şoför ücreti 150 liradan 450 lira… Host'u, muaviniyle beraber 600-700 lira etti. Otobüs sahibine yahut sahibiyse şoföre ne kalıyor 250-300 lira kalıyor. Adam 1 trilyon para bağlamış, ne yapması gerekiyor?"

Basına sıkça yansıyan "otobüs yangını" haberlerinin herkes tarafından görüldüğünü aktaran Demir, kendileri gibi taşıt tanıma sistemi ve faturalı yakıt kullanan firmaların yeterince denetlenemeyen firmalar karşısında rekabet güçlüğü çektiğini anlattı.  Demir, şehirlerarası yollarda kaçak mazot ve 10 numara yağ satışlarının sürdüğünü belirterek, denetimlerin sıklaştırılması gerektiğini kaydetti.

Otogarda gezildiğinde 10 numara yağ kullanan araçların kokudan dahi ayırt edilebileceğini belirten Demir, "Izgara mı yapıyor otobüsün içerisinde, garip kokular çıkıyor. Otogardaki insanlar adına ben sağlığımdan bile tereddütteyim" ifadelerini kullandı.