DOKTORLAR KOVİD-19'LA SAVAŞI ANLATIYOR

Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesinde Kovid-19 yoğun bakım sorumlusu Uzman Dr. Ayşen Erer, yeni tip koronavirüsle mücadele sürecinde en çok, hastaları solunum cihazına bağlarken üzüldüklerini söyledi.

DOKTORLAR KOVİD-19'LA SAVAŞI ANLATIYOR
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Erer, AA muhabirine, sağlık çalışanlarının salgının başından bu yana hastanede özveriyle görev yaptığını belirtti.

Meslek hayatında ilk defa böyle bir salgınla karşılaştığını, görev yaparken hastalığı evdeki yaşlı aile bireylerine bulaştırma korkusu yaşadığını anlatan Erer, "Bana bulaşması sıkıntı değil ama sevdiğim bir insanın benim yüzümden hasta olma ihtimali beni gerdi. Sürekli aklınızın bir köşesinde bununla yaşıyorsunuz." dedi.

Erer, salgın ilk başladığında Tekirdağ'daki ilk hastalara servislerinin baktığını ifade etti. Bu süreçte büyük korku yaşadıklarını ancak zamanla her şeyi öğrendiklerini belirten Erer, "Hastalık her şeyi öğretiyor. Şimdi hastalarımızın kötüleşmesinde neler yapabileceğimizi biliyoruz. Salgın bize her şeyi öğretti." diye konuştu.

Ayşen Erer, sağlık çalışanlarının verdiği mücadeleyi, vatandaşların da tedbirlere uyarak vermesi gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"Sağlık çalışanları olarak insanların hayatını kurtarmak için ailelerimizin hayatı da dahil herkesi riske atıyoruz. Biz başkalarının sağlığı için çalışıyoruz ama başkaları bunu görmezden gelip maske takmadığı zaman üzülüyorum. Bizim burada verdiğimiz mücadele korkunç. İnsanlar bunu görmüyor ama burası savaş alanı gibi. Her gün burada savaş veriyoruz. Sürekli bir mücadelenin içindeyiz. Bunu herkesin anlamasını isterim ama çoğu insan bunu anlamıyor."

- "Hastalarımız ailemiz gibi oldu"

Salgının ilk zamanlarına göre vakalarda daha fazla artış olduğuna dikkati çeken Erer, bunların büyük bölümünün tedbirlere uymamaktan kaynaklandığını vurguladı.

Erer, gerekli tedbirler alındığında riskin en az düzeye indiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Hastalarımız ailemiz gibi oldu. Nefes almakta zorluk çektiklerini görmek bizi üzüyor. Biz de elimizden geldiğince daha rahat nefes almalarını sağlamaya çalışıyoruz ama bazen çok da faydası olmuyor. Bu insanların bilinçleri açık, söylediklerimizi anlıyorlar, sizi makineye bağlayacağız, deyince tamam diyorlar. 40 yaşında taburcu ettiğim bir hastam oldu. Entübe etmeden önce bana '11 yaşında oğlum var' dedi. Ben de bunu duyunca çok etkilendim. 'Bir şekilde seni buradan çıkaracağım' dedim. Yaklaşık 20 gün sonra taburcu ettik. Şu an ailesiyle, oğluyla görüşüyorum. Oğlu bana 'beni babama kavuşturduğun için teşekkür ediyorum' dedi. Bu benim için dünyadaki en anlamlı hediyeydi."
AA