Kırkpınar'ın unutulmayan isimleri namlarıyla efsanelerini geleceğe taşıyor

Tarihi Kırkpınar'ın unutulmayan isimleri yıllar geçse de namlarıyla efsanelerini geleceğe taşıyor.

Kırkpınar'ın unutulmayan isimleri namlarıyla efsanelerini geleceğe taşıyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin efsaneleşen pehlivanları, kimi zaman Er Meydanı girişinde bir heykelle, kimi zaman bir cazgırın manisiyle, kimi zaman bir başpehlivanın kündesiyle akıllara geliyor.

Cazgırın gür sesiyle "Üç yüz minareden ezan sesi midir gelen, yoksa kırk davulun sesi mi? Yoksa Koca Yusuf mudur gelen? Sarayiçi Kırkpınar kaynıyor, Adalı mıdır gelen? Hayde bre Aliço uyuyor musun? Kıran kırana güreşler var duymuyor musun?" diye tribünleri coşturarak yad ettiği , namlarıyla adından söz ettirirken, genç güreşçilere de rol model oluyor.

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin 661. randevusu 1 Temmuz Cuma günü Sarayiçi Er Meydanı'nda başlayacak.

Minik güreşçilerin peşrevleri sonrası güreşe tutuşmalarıyla başlayacak organizasyon, 3 Temmuz Pazar günü başpehlivanın seçileceği güreşlere kadar devam edecek.

İki binin üzerinde pehlivanın ter dökeceği dualı çayırda kispeti giyen her güreşçi, isimleri hala saygıyla anılan efsaneleri anarak güreşe tutuşacak.

Kırkpınar'daki asırlar önceki ruhla çayıra çıkan her pehlivan efsaneleştirdiği isimleri anarak yağlanıyor ve rakibiyle güreşirken bir gün kendisinin de Kel Aliço, Koca Yusuf, Adalı Halil, Kurtdereli gibi anılması hayaliyle el ense çekiyor.

Kırkpınar'ın yanı sıra dünyadaki güreşleriyle de efsaneleşmiş isimler şöyle:

Kel Aliço

1844 yılında Plevne'de doğdu. Deliorman bölgesinin sert havasıyla güçlenen Kel Aliço, Kırkpınar'da estirdiği hava nedeniyle sarayın dikkatini çekti.

Sultan Abdülaziz'in pehlivanı Kavasoğlu İbrahim'e iyi bir rakip bulunması amacıyla başlatılan çalışmayla saraya gitti, güreşteki mahareti sayesinde saray başpehlivanı oldu. Kel Aliço, padişah Abdülazizle de güreşti.

Kırkpınar'da başpehlivanlığı 27 kez üst üste kimseye kaptırmadı. "Ustaların ustası" namıyla bilinen Kel Aliço, Kırkpınar'da fenomen olan efsanelerin en ünlüsüdür. İnatçılığı ve acımasızlığıyla bir namı da gaddar olan Kel Aliço, el ense ve tırpan ustasıdır.

Çırağı Koca Yusuf'un meydan okumasıyla son meydana çıkışında Kel Aliço'nun yaşı 70, çırağı Koca Yusuf'un yaşı ise 45'ti. Yaşına rağmen uzun süre güreş tuttuğu çırağını yendi. Koca Yusuf'un elini öpmesi ile güreşte jübilesini o gün yaptı.

Saçının azlığından dolayı "kel", güreşteki sertliğinden "gaddar" olarak adınla Kel Aliço, 75 yaşında daha sonra adı verilecek İpsala'nın Kel Aliço Pehlivan köyünde vefat etti.

Koca Yusuf

Bugün Bulgaristan sınırları içerisinde kalan Şumnu kasabasında 1857 yılında doğdu. Atadan güreşçi Yusuf pehlivan, Dursun pehlivan ve Kel İsmail'den ilk güreş eğitimini aldı.

Kırkpınar'a ilk kez 1882 yılında katıldı. Namı arttıkça hem Fransa hem de Amerika'da güreşlere davet edildi, orada da meydanı rakiplerine dar eden Koca Yusuf, 1898'de Amerika'daki güreşten dönerken bindiği geminin Sable Adası'nda batması sonucu yaşamını yitirdi.

"Türk gibi güçlü" sözü Koca Yusuf'un güreşlerini seyreden Fransızların deyimleri arasına girdi.

Adalı Halil

Edirne'nin Adaiçi bölgesindeki Kilise köyünde 1866 yılında doğan Adalı Halil, harman yerinde akranlarını yenerek başladığı güreşinde önce köy düğün meydanlarında daha sonra da Kırkpınar meydanında boy gösterdi.

Kel Aliço'yla 5,5 saat yaptığı güreş, kendisine Aliço'nun çırağı olmasında başarının kapısını araladı. Ondan öğrendiği taktiklerle hem yurt içi hem yurt dışında meydanı rakiplerine dar etti, 18 kez Kırkpınar Başpehlivanı oldu.

"Sultanın Aslanı, Edirne Aslanı" unvanları yakıştırılan Adalı Halil, Koca Yusuf'un estirdiği deniz aşırı namı devam ettirdi. Paris ve Viyana'daki namlı güreşlerinin yanı sıra Şikago'da rakibinin kemiğini kırmasıyla daha da ünlendi.

Güreşi bırakması sonrası Edirne Tütün İdaresi'nde müstahdemlik yapan Koca Yusuf 1927'de vefat etti.

Kurtdereli Mehmet

Kurtdereli Mehmet, Osmanlı topraklarından olan şimdilerde Bulgaristan sınırlarındaki Tırnova'da 1872 yılında doğdu.

Adalı Halil ve Kara Osman'ı 1899 Kırkpınarı'nda yenerek başpehlivan oldu. Kurtdereli Mehmet, Avrupa’da da güreşti, dünya şampiyonu oldu.

Sultan 2. Abdülhamit ve Sultan Mehmet Reşat'ın madalya ile ödüllendirdiği Kurtdereli, 1911 yılında Taksim Talimhane Güreşlerinde rahatsızlıklarına rağmen İngiliz, Hollanda ve Macar güreşçileri yenerek "Cihan Şampiyonu" unvanını kazandı. Son güreşlerini bu yılda yapan Kurtdereli, kispetini Kabe'ye bir pehlivan aracılığıyla yollayıp er meydanlarından çekildi.

Güreşten sonra başhakemlikler yapan Kurtdereli'nin 1931 yılında Anadolu Ajansı'na verdiği mülakatta "Güreşirken bütün Türk milletini arkamda hisseder ve onun şerefini korumak için her şeyi yapardım." sözlerini okuyan Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Kurtdereli'ye yazdığı övgü dolu mektup ve 1000 lira para ödüllü zarfı kendisine Salih Bozok ve Kılıç Ali ile ulaştırdı.

Kurtdereli, Büyük Önder Atatürk'ün mektubunu göz yaşlarıyla okur.

Namlı bu pehlivanların dışında iri cüssesiyle anılan Filiz Nurullah, Hergeleci İbrahim, Çolak Mümin Molla, Er Sultan, Filibeli Kara Ahmet, Hançoğlu İbrahim, İpçi Hüseyin, Kara Ahmet, Katrancı Mehmet, Kavasoğlu İbrahim, Kazıkçı Kara Bekir, Nakkaşlı Eyüp, Şamdancıbaşı Kara İbo da hala güreş taktikleri ve kişilikleriyle güreş camiasında konuşulan isimlerden.

AA