Kuzu çevirme, güreş severlerin hasretle beklediği bir tat olarak öne çıkıyor

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri döneminde güreşlerin yapıldığı Er Meydanı'nın da bulunduğu Sarayiçi'nde yapılan kuzu çevirme, güreş severlerin hasretle beklediği bir tat olarak öne çıkıyor.

Kuzu çevirme, güreş severlerin hasretle beklediği bir tat olarak öne çıkıyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Meydanın karşısındaki alanda kurulan portatif lokanta kuzu çevirme müdavimlerinin vazgeçilmez adresi olmaya devam ediyor. Odun ateşinde pişen kuzu lezzeti, kokusu ve tadıyla cezbediyor. 3-4 saatte kızaran çevirmenin kilogramı 450 liradan satışa sunuluyor.

Sarayiçi'nde 50 yıldır kuzu çeviriyor

Kıvamını tutturmanın zor olduğu kuzu çevirme işinin ustalarından Lüleburgazlı 74 yaşındaki Kemal Güncer, odun ateşinde ağır ağır pişirdiği çevirmeleri ikindi vaktinden itibaren çalıştığı lokantanın müşterilerine sunuyor.

"Kırkpınar başladığı zaman ocakta en az 50 tane kuzu olur"

Güncer, mesleğe gençliğinde başladığını, yarım asırdır Kırkpınar'da çevirme ustalığı yaptığını söyledi.

Çevirmenin pişirme yönteminin odun ateşi olduğunu ifade eden Güncer, organiklikten uzaklaşarak bazı kişilerin yanlış olmasına rağmen elektrikli ocaklarda yaptıklarını belirterek, "Kırkpınar başladığı zaman günlük ocakta en az 50 tane kuzu olur. Kuzuları kesiyor, kazığa geçirip, tuzunu atıp, karnını dikiyoruz. Sonra ocağa. En organiği en doğalı bu." dedi.

"Güreşler başlayınca işler artar"

Kırkpınar süresince 250, 300 kuzu çevirmesi yapacağını dile getiren Güncer, kuzuları günlük olarak kestiklerini söyledi.

Güncer özellikle hafta sonu işlerinde yoğunluk yaşanacağını belirtti.

Kırkpınar havasının bambaşka olduğunu, yaşamayanın ise bilemeyeceğini anlatan Güncer, "Kırkpınar' denilince kulaklarım dikiliyor. Ben burada çalışacak durumda da değilim. Evden çıkarken hanımla bozuştuk geldim buraya. 'Niçin gidiyorsun bu yaşta?' diyor bana. Ama ben duramıyorum, buraya gelip göreceğim. Başpehlivanların hepsini tanırım. Kırkpınar denilince hasta oluyorum, gelmeyince olmuyor. Davul zurna denince buranın neşesi oluyor." diye konuştu.

Gençliğinden bu yana salgın dönemi hariç davul zurna sesini Sarayiçi'nde duymadan bir yılının geçmediğini ifade eden Güncer, ömrü vefa ettiğince her Kırkpınar'da gelmeye gayret edeceğini anlattı.

AA