Sosyal medya güzellik algımızı değiştiriyor!

Sosyal medyanın yaygınlaşması ve teknolojinin gelişmesinin birçok olumlu yönü olduğu gibi olumsuz yönleri de olabiliyor. Sosyal medyanın güzellik algısı üzerindeki etkilerine ilişkin açıklamalarda bulunan Uzman Psikolog M. Utku Tohumcu, Hayatın her alanında olduğu gibi sosyal medya kullanımında da aşırıya kaçmamaya dikkat edilmesi ve kendilerini kıyaslamadan ''Dengeli'' bir biçimde yaşamaya özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.

Sosyal medya güzellik algımızı değiştiriyor!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Günümüzde sosyal medyada oluşturulan güzellik ve estetik algısı, özellikle kadınlarda ve gençlerde estetik kaygısına yol açabiliyor. Teknoloji kullanımının yaygınlaşması ile birlikte birçok birey zamanının çoğunu sosyal medyada geçiriyor. Çekilen fotoğrafların bol filtre kullanılarak paylaşılması olumsuz etkileri de beraberinde getirebiliyor.

Güzellik algısının tarih boyunca pek çok kez değişime uğradığını söyleyen Uzman Psikolog M. Utku Tohumcu, "Yakın tarih, yani 90’lar ve 2000’lerin başları ile bu günlerdeki güzellik algısını kıyaslamak bile bu değişim sürecini gözlemleyebilmek ve anlayabilmek adına aslında yeterli. Günümüzde yaratılan güzellik algısının ise geçmişe kıyasla büyük bir farkı var; o da teknolojinin gelişimi ile beraber değişen yaşam stilimiz ve buna bağlı olarak akıllı telefonlar ile sosyal medya kullanımının hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi. Yani kişilerin bu idealize edilmiş ve gerçeği yansıtmayan güzellik algısı dayatmasına geçmiş dönemlere kıyasla çok daha fazla maruz kalması. Bu durumun kişilerde bazı olumsuz etkilere sebep olması neredeyse kaçınılmaz" ifadelerine yer verdi.

 "Olumsuz etkilerin temelinde ‘’sosyal karşılaştırma’’ eğilimi  yer alıyor"

Olumsuz etkilerin temelinde ‘’sosyal karşılaştırma’’ eğiliminin  yer aldığını söyleyen Uzman Psikolog Tohumcu, Sosyal medyanın kişilerin kendilerini diğerleriyle kıyaslama eğilimine girmesine sebep olabildiğine dikkat çekti.

Kişilerin yansıtılan bu abartılı ya da gerçek dışı güzellik standartlarını temel alarak kendilerini kıyasladıkları senaryoda eksiklik duygusu, yetersizlik hissi ve depresif düşünceleri tetiklenebildiğine değinen Uzman Psikolog Tohumcu, "Sürekli olarak filtrelenmiş, mükemmel görünen beden ve yüz hatlarının paylaşıldığı içeriklerle karşılaşmak, bireylerin kendi görünümlerini sorgulamalarına ve daha düşük özgüven hissetmelerine neden olabilir. Bu durum, vücut imajı memnuniyetsizliği ve beden dismorfisi gibi sorunlara da yol açabilir.Mükemmel görünme baskısı, sosyal medyada sürekli var olma ihtiyacı ve beğeni sayısına bağlı olarak gelişen onay arayışı, kaygı ve depresyon gibi psikolojik sorunları artırabilir. Tüm bu görünüş odaklı paylaşımlar ve buna verilen tepkiler kişilerde ayrıca sosyal kaygıyı da tetikleyebilir" şeklinde açıklamada bulundu.

Sosyal medyada sergilenen mükemmel yaşamların, bireylerde sürekli daha iyisini başarma baskısı yaratabildiğine dikkat çeken Uzman Psikolog Tohumcu, Bunun kişilerde başarısızlık korkusunu ve sürekli tatminsizlik hissini tetikleyebildiğini söyledi.

"Gençler bu konuda daha savunmasız"

Gençlerin bu konuda daha savunmasız olduğunu aktaran Uzman Psikolog Tohumcu, "Özellikle gençler sosyal medyada yaratılan güzellik algısına karşı çok daha savunmasızdır. Çünkü ergenlik dönemi beden algısının ve özgüvenin şekillendiği bir dönemdir ve bu süreçte sosyal medyada sürekli maruz kalınan idealize edilmiş görüntüler, gençlerin kendilerine dair olumsuz düşünceler geliştirmelerine neden olabilir. Kimlik gelişimleri ve psikolojik sağlıkları bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Tüm o filtre kullanımları ve yapılan dijital manipülasyonların neticesinde artan kaygıların ise estetik operasyonlara olan talebi yükseltmesi bu baskının oldukça öngörülebilir bir sonucu aslında. Günümüzde estetik operasyon geçirenlerin, rekontsruktif (bozulan, işlevini yitiren yeri onarma) oprerasyon geçiren kişilere göre internet, basın ve televizyonu daha fazla kullandıkları bilgisi literatürde yer almaktadır. Bu noktada talebin büyük çoğunluğu da az önce bahsetmiş olduğumuz ve bu konuda daha ‘’savunmasız’’ olan genç popülasyondan gelmektedir" ifadelerine yer verdi.

Peki kendimizi bundan nasıl koruyabiliriz?

Bu sorunla başa çıkma yöntemlerine ilişkin de açıklamada bulunan Uzman Psikolog Tohumcu, Diğer bütün sorunlarda olduğu gibi bu durumla da başa çıkmanın ilk basamağının öz farkındalık olduğunu söyledi.

"Bir takım yeni hedefler koymalı"

kişilerin sosyal medyada takip ettikleri hesapları neden bu kadar merak ettiklerini sorgulamaya başlamaları ve kendi hayatlarına odaklanma noktasında bir takım yeni hedefler koymaları gerektiğini ifade eden  Uzman Psikolog Tohumcu, ayrıca sosyal medyada geçirilen zaman ve günlük ekran süresinin sınırlandırılması ve benzeri atılacak bir takım basit adımlar sayesinde bu kaygının derinleşmesinin önüne geçilebileceğini belirtti.

Tüm denemelere rağmen başarısız olunması halinde farkındalık ve özgüven gelişimini destekleyici nitelikte bir psikoterapi desteği almasında fayda olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Tohumcu, "Sosyal medyanın ‘’bilinçli’’ kullanımının pek çok pozitif yönü de var. Hayatın her alanında olduğu gibi sosyal medya kullanımında da aşırıya kaçmamaya dikkat etmeli ve kendilerini kıyaslamadan ve ‘’dengeli’’ bir biçimde yaşamaya özen göstermeliyiz" dedi.

Dilek Şahin