Sürgünün 30. Yılı

Devecihan Kültür Merkezi'nde Bulgaristan Demokratik İnsan Hakları Ligi 30. Kuruluş Yıldönümü anma paneli gerçekleştirildi.

Sürgünün 30. Yılı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 

Panelde, Edirne İl Kültür Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, Edirne İl Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt, protokol ve birçok katılımcı vardı.

Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu, Balkan Rumeli Federasyonu, Trakya – Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği 1984-1989 yılları arasında Bulgaristan Türklerine yönelik asimilasyon politikalarının yaşandığı günlerde 1988 ‘de Türklerin haklarını korumak için kurulan, demokratik insan hakları milli teşkilatının 30.kuruluş yıldönümünde demokratik insan hakları paneli düzenlendi.

“Dalga Dalga Yayılıyor”

Açılış konuşmasını yapan Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Zülfettin Hacıoğlu;  “Hazırladığım konuşmayı da dün öğleden sonra aldığım bir haberden sonra yırtıp attım. Belli görevleri üstlendikten sonra, belli makamları temsil etmeye başladıktan sonra gördüklerini söyleyemiyorlar ne yazık ki. Çünkü o söyleyeceğiniz sözü doğru mecliste söylemezseniz sözünüz değersizleşiyor. Ben inanıyorum ki bugün konuşma meclisimiz burada olacak. 6 ay sonra 2019 yılı içerisinde Mayıs ayı başında 1989 zorunlu göçün yani sürgünün 30'uncu yıldönümü. Dedik ki biz Edirne'den 1988 yılında kurulan Demokratik İnsan Hakları Ligi'ne başlayalım. Dalga dalga ülke çapında nerede hemşerimiz varsa bu toplantıları yapalım, en son da 2019 yılının Mayıs ayında Allah nasip ederse yerinde, 30 yıl önce Kırklareli ilinin Kavaklı ilçesinde göçmen kampında güzel bir anma töreni yapalım.” Diye konuştu.

“Yaşanılanlar Tarih Kitaplarında Olmalı”

Bulgaristan Dost Partisi Genel Başkanı Lütfü Mestan yaşanılan olayların gençlerin öğrenmesi için tarih kitaplarına girmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Maalesef 1984-89 yılları arasında yaşadığımız acı, komünist rejimin asimilasyon politikası ve yaşadığımız acılar tarih kitaplarında şu anda yerini almadı. Gençler bunu yakın zamanda unutacak. Yalnız Bulgaristan'da komünist rejimin sözde 'soya dönüş' adı altında asimilasyon politikası gerçekleştirdi. Niçin bu Bosna'da ya da Makedonya'da olmadı? Tek bir nedeni var. Çünkü Bulgaristan'da yalnız Balkan yarımadasında değil, tüm Avrupa'da en çok sayıda yaşayan Türk ve Müslüman orada. 1912 Balkan Harbi'nden sonra Bulgaristan'ın milli güvenlik anlayışı açısından en kritik konu Türkler ve Müslümanlardı. Bizleri Bulgaristan, yalnızca komünist rejimi değil, ondan önce ve şimdi de Bulgaristan devleti ve derin devleti Türkleri ve Müslümanları Türkiye'nin bir uzantısı gibi görüyor, risk gibi, tehlike gibi, bölücü gibi görüyor. Bizleri yok etmek için farklı stratejiler geliştiriyorlar. Bu asimilasyon politikasına karşı çıkan gerçek kahramanlardan 37'si bugün bu salonda. Bulgaristan Demokratik İnsan Hakları Ligi'nin rolünün tarih kitaplarına girmesi lazım. Yalanlara son vermemiz lazım.  Milli dava devam ediyor. 1 yıl önce 24 Mart'ta Kırcaali'de 20 bin kişinin önünde ilk olarak ana dilimde Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini söyledim; 'Ne Mutlu Türküm Diyene' dedim. Benden sonra halk da aynısını tekrarladı. Türklüğü, kimliğimizi genç nesile aktarmak bizim siyasi değil insanlık borcumuzdur.”

İpek Deniz