Tatile pürüzsüz bir ciltle çıkmak isteyenlere öneriler

Uz. Dr. Ayça Alan Atalay, yaz mevsiminde uygulanabilen dermo-kozmetik uygulamalar hakkında bilgi verdi.

Tatile pürüzsüz bir ciltle çıkmak isteyenlere öneriler
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Hayal ettiğiniz tatile gitmek üzeresiniz ancak başta kırışıklıklarınız ve son dönemlerde kendini gösteren fazla yağlarınızdan dolayı dış görünümünüzden memnun değilsiniz. Bu süreçte paniğe kapılmayın. Yaz aylarında yapılamayacağını düşündüğünüz ancak son derece güvenle uygulanabilen kozmetik dermatoloji uygulamaları kısa sürede istediğiniz görünüme kavuşmanıza yardımcı olabilir. Yazın gelmesi, mayo bikini sezonunun açılmasıyla lokal fazlalıklar, bacaklar ve kalçada selülite bağlı dalgalanmalar kadınları rahatsız etmeye başlamaktadır. Fosfatidilkolin ve L-karnitin içeren enjeksiyon lipoliz olarak adlandırılan mezoretarapi uygulamaları ve selülit patofizyolojisinde etkili olduğu gösterilen L-karnitin, organik silikon, kafein, melilot extract gibi etken maddelerin karışımından oluşan selülit mezoterapileri bu dönemde en sık uygulanan tedaviler arasındadır. Mezoterapi tabancasıyla gerçekleştirilen bu uygulama, radyofrekans, vakum, infrared kombinasyonundan oluşan cihazlarla kombine edilebilmektedir.

Yazın güneş, deniz ve havuzun kurutup cansızlaştırdığı cilt hyaluronik asit, A,C,E vitamini, antioksidan aminoasit ve mineraller içeren mezoterapi uygulamalarıyla canlandırılabilmektedir. Orta cilt tabakasına topikal ürünlerle ulaştırılamayan bu moleküler mezoterapi tekniğiyle bu bölgeye uygulanabilmektedir. Botulinum toksin uygulamaları yaz döneminde güneş ışınlarının etkisiyle göz kısma ve kaş çatma mimiklerinin daha yoğun kullanımına bağlı oluşan çizgilenmeleri çözme konusunda da büyük fayda göstermektedir. Etki 3-4 gün sonra başlayıp 10. günde oturmaktadır. Uygun teknik ve dozla, ortalama 4 aylık aralarla yapılan enjeksiyonlarla, yaygın yanlış algının aksine yüzde şişlik, şaşkın, donuk bir ifadeye yol açmaksızın mimik çizgilerinin önüne geçebilmektedir.

Yaş almayla beraber yanaklarda sarkma, boşalma, burun yanı çizgileri, çene kontüründe sarkma, dudak dolgunluğunda azalma, gözaltlarında oluklanma gibi yaşlanma bulguları meydana gelmektedir. Dudaklara hacim kazandırmak, burun yanı çizgilerini yumuşatmak, yanaklara Ogee eğrisi denilen görünümü kazandırmak, yaşla, bazen de genetik olarak gözyaşı oluğunun derin olduğu kişilere dinlenmiş görünüm vermek, kaşları yükseltmek, botulinum toksin uygulamalarının yeterli gelmediği alın, kaş arası ve göz kenarı çizgilerini düzeltmek amacıyla dolgular kullanılmaktadır. Yine bu dolgularla hafif burun kemerleri gizlenir, burun ucu düşük kişilerde burun ucu yükseltilerek dudakla burun arasındaki açı istenilen düzeye getirilebilmektedir.

Özel tasarlanmış mikro iğneler aracılığıyla cilt altına radyofrekans enerjisi verilmektedir. Altın iğneli radyofrekans yöntemi ile yeni kolajen ve elastin sentezi uyarılarak cilt kalitesi, esnekliği artırılabilmektedir. 0,5-3,5 mm’ye kadar cilt derinliğine inebilen ve geçtiği bölgenin tamamına radyofrekans enerjisi veren bu sistem cildin tüm katmanlarını etkilediğinden epidermis ve dermisteki problemleri aynı anda tedavi edebilme imkanı sunmaktadır. Altın iğne radyofrekans yöntemi sayesinde ciltteki ton farklılıkları, akne izleri, yara izleri, lekeler, ince kırışıklıkların tedavisi, cildin genç ve dolgun görünüm alması, çene kontürünün belirginleşmesi, gıdı toparlama, genişlemiş gözenek tedavisini mümkün kılmaktadır. Bu yöntem kadın-erkek tüm yaş gruplarına ve tüm cilt tiplerine yaz-kış uygulanabilmektedir.

Haber Merkezi