Tercan, 'Türk Milleti, gereken cevabı 14 Mayıs'ta verecektir'

Son dönemlerde MHP'ye ve Devlet Bahçeli'ye yönelik saldırıların arttığına dikkat çeken MHP Edirne İl Başkanı Zakir Tercan,  yazılı açıklama ile tepkilerini dile getirdi. Saldırıların tesadüf ve şaşırtıcı olmadığına değinen MHP Edirne İl Başkanı Zakir Tercan, Türk Milletinin, dört koldan yapılan bu saldırılara karşı gereken cevabı 14 Mayıs'ta vereceğini ifade etti.

Tercan, 'Türk Milleti, gereken cevabı 14 Mayıs'ta verecektir'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

"Saldırıların hedefi genel başkanımızdır"     

Saldırıların sürekliliği bilinmekle birlikte, her zamankinden daha organize ve çok yönlü olduğunun gözden kaçmadığını aktaran Tercan, "Hem iç hem de dış kaynaklı olan bu çok yönlü saldırılarda ortak hedef, Partimiz ve özellikle Genel Başkanımızdır. Artık tarihi belli olan seçimler öncesi şiddeti artan bu saldırılar, bizim açımızdan tesadüf olmadığı gibi şaşırtıcı da değildir. Yapılan saldırılar, dört ayrı koldan kaynaklanmaktadır. Bunlardan ilki, Batı kaynaklı saldırılardır ve amaç, 14 Mayıs 2023’te gerçekleşecek seçimler öncesinde Partimizin ve Genel Başkanımızın yıpratılarak Cumhur İttifakı’nın seçimlerde başarısız kılınmasıdır. Batı, 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen hain FETÖ kalkışmasından itibaren özellikle Partimizi ve Genel Başkanımızı hedef almaktadır. Zira darbenin bertaraf edilmesinde belirleyici rol oynayan Partimiz, Cumhur İttifakı yoluyla Türk devletinin toparlanıp ayağa kalkmasında bir işlev yüklenmiştir. Bu sebeple Batı kaynaklı pek çok raporda, analizde ve köşe yazısında Sayın Genel Başkanımız için “kingmaker” tabiri kullanılmaktadır. Bu tabir, “iktidarda olmayıp iktidarı belirleyen, yönetmeyen ama yön veren” bir kavrama karşılık gelmektedir" ifadelerine yer verdi.

Cumhur İttifakı’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve genel olarak Türkiye’nin zayıflatıp başarısız kılmak için MHP ve Devlet Bahçeli'nin bilinçli bir şekilde hedef tahtasına oturtulduğunu belirten Tercan, "İlgili-ilgisiz hemen her olay, bu amaç doğrultusunda kullanılmaktadır. Batı’nın söz konusu yaklaşımına paralel olarak Altılı Masa, bu masanın görünür-görünmez ortakları ve paydaşları da zaman zaman aldıkları işaret fişeğiyle birlikte, benzer bir stratejiyi izlemektedirler. 15 Temmuz 2016 gecesi, Türk Milleti’nin asil direnişiyle temeli atılan Cumhur İttifakı, resmileştiği günden beri, Altılı Masa’nın bütün hedeflerinin önüne set çekmiştir. Gizlemedikleri hedefleri, Cumhur İttifakı ve bu ittifakın çimentosu olan Partimiz’dir. Maruz kaldığımız saldırılarda bir diğer ayağı da terör örgütleri ve onların sivil uzantıları oluşturmaktadır. Patronlarından aldıkları talimatı yerine getirmekte çok mahir olan bu taşeron yapılar da Türkiye’nin Cumhur İttifakı ile birlikte izlediği güvenlik politikalarından muzdariptirler" şeklinde açıklamada bulundu.

Cumhur İttifakı’nın izlediği “Ankara merkezli iç ve dış politika yaklaşımı”, terörizm belasını sıfırlama aşamasına geldiğinin altını çizen Tercan, "Adeta son çırpınışlarını yaşayan ve beli kırılmak üzere olan bu örgütler, sahada eskisi gibi etkin olamadıkları için sivil uzantılarını devreye sokmaktadırlar.             Dikkat çeken bir başka kol da bahsettiğimiz üç kolla eş zamanlı hareket eden ya da kendi özel gündemlerini hayata geçirmeye çalışan odaklardır. Ülkücü Hareket içinde daha önce bulunmuş olan veya hala bulunduğunu iddia eden bu odaklar, kendi kariyer planlamalarının esiri durumundadırlar. Beklentilerini elde edememiş ya da hak ettiğinin çok ötesinde pozisyonlar elde edip kaybetmiş olan bu odaklar, intikam duygusuyla hareket ederek bu saldırı korosuna çalgıcılık yapmaktadırlar.

Aralarında “Beşinci Kol elemanı” niteliği taşıyan odakların da bulunduğu bu dördüncü kol, bize yabancı değildir. Ülkücü Hareket’in sağduyusu, daha önce de bu figüranları görmüş ve gereken teşhisi koymuştur. “Tedavi edilemez” olmaları sebebiyle hasta, kendi haline bırakılmıştır" dedi.

"Bu sürecin en kritik virajının da 14 Mayıs seçimleri"

 Şu anki sürecin oldukça kritik ve bu sürecin en kritik virajının da 14 Mayıs seçimleri olduğunu aktaran Tercan, "Seçimlerin sonucu, ya Türkiye’nin 2053 rotasında ilerleyip “küresel güç” olmasının başlangıcı olacak ya da Türkiye’nin 15 Temmuz 2016 gecesine geri dönmesiyle sonuçlanacaktır.             Partimiz, Türkiye’nin 2053 hedefine doğru ilerlemesi için uzun bir süredir seferberlik yürütmektedir. 4 Eylül 2021’den beri kesintisiz bir şekilde süren ve pek çok zeminde devam eden çalışmalarımızı baltalamak için yapılan saldırılar, bizi yolumuzdan alıkoyamayacaktır. Türk Milleti’nin bu çok yönlü, organize ve adeta bir Matruşka gibi iç içe geçmiş iç ve dış saldırılara fırsat vermeyeceğine eminiz. Türk seçmeni, kendisinden rüzgar bekleyen Üç Hilale ve Cumhur İttifakı’na rüzgar vermek için sırasını beklemektedir" ifadelerini kullandı.  

Haber Merkezi