Hayali Cihana Değer
ALİ CAN ZERAY
Kim derdi ki bir gün Meriç Nehri sporla anılacak diye? İnanın bana, bundan 3-4 yıl önce söyleseler, "Hadi canım, sende" derdim. Çünkü biz daha Meriç'teki suyu tutamıyorduk. Kızınca da azgınlaşan Meriç, canı isteyince taşıyordu. Ama inanç her zaman motivasyonların en büyüğüdür.
Biri inandı. Daha önce kimsenin aklına gelmeyen “kürek” sporunu Meriç'te yapıp, uluslararası bir boyuta taşıyacağına inandı. Nesim İba. Belki başta kimse inanmadı ona. Ama yılmadı, inat etti, fedakarlıklar gösterdi. İki yıl üst üste adına festival dedi ama zannedersin uluslararası şampiyona gibi festivaller düzenledi. Sonra kürekte söz sahibi ülkelerin dikkatini Meriç Nehri'ne çekti.
Meriç Nehri sanki yeni mi yapıldı? Dünya kurulduğundan bu yana akıyordu. Ama fark etmemişlerdi ya da fark etmek istememişlerdi. Ama artık su yolunu bulmuştu. Almanya, İtalya gibi bu işin kompetanı ülkeler parkur savaşındayken Türkiye'yi hiç hesaba katmıyorlardı. Ama hesap bozulmuştu. Nesim İba bastırdı, Türkiye Kürek Federasyonu kulis yaptı. Parkur yarışını Edirne Meriç Nehri kazandı.
Ne de güzel oldu. Bu, dünyaya su sporları alanında bir başkaldırıydı ve sonuç bizden yanaydı. Önce okul açtı, sonra bu çocuklar dünyanın en çok kabul gören spor dallarından birini yapsın ve iyi üniversitelerde bu branşın sağladığı katkıları alsın diye TED Koleji Kürek Kulübünü kurdu. Önce tek başınaydı. Sonra ona inananlar destek olmaya başladı. Kürek Federasyonu hızla gelişen durumlara kayıtsız kalmadı, Erhan Ertürk adeta “Yürü” dedi.
Ve sonuç? İki, üç yıl gibi kısa sürede uluslararası şampiyonalar artık Edirne'de olacak. Şunu net söylüyorum: Edirne deyince spor anlamında Kırkpınar neyse uluslararası alanda buna bir de kürek eklenecek. Yağlı güreşin başkenti Edirne, kürekte de hızla başpehlivanlığa koşuyor. Emeği geçen Nesim İba’ya ve ona inananlara teşekkür ediyorum..