Ayhan Tunca

SAKALLI MUSTAFA’NIN BALKAN SAVAŞI ANI DEFTERİ VE ERDOĞAN GÖKÇE

Ayhan Tunca

 
Şöyle anlatıyor Erdoğan Gökçe:
“Tophane bayırına açılan Asmanlı Sokağa girince sağdan üçüncü ev Sakallı Mustafa Bey’e, gerçek adıyla Mustafa Üner’e aittir.
Mustafa Bey, herkesin sevgisini saygısını kazanmış bir kişi idi. Torunları vasıtasıyla elde ettiğimiz nüfus kayıtlarından asıl soyadının Üner, Acet soyadının ise, kızı ve kızından olma torunlarına ait olduğunu öğrendim.
Mustafa Bey, babama:
‘Ahmet Bey, Balkan Muhasarası sırasında tuttuğum günlüğü yeni yazıya çevirdim. Şu deftere yazdım. Benim mirasçılarım arasında bunun değerini bilebilecek kimse yok. Bu anıları ilerdeki nesillere iletmek görevi size aittir’ der ve kırmızı ciltli defteri verir.”
***
Yöre dergisi okurları Erdoğan Gökçe’yi, bu dergideki yazılarından tanıyor…
Babası  Ahmet İhsan Gökçe, Yöre dergisinin önceki sayıların da yer yer konu olmuştu; ama Erdoğan Gökçe’nin satırlarıyla vermek gerekirse o “bir Edirne ve ülke sevdalısı, bir millici idi.”
***
Milli Eğitim camiasının özellikle yaşlı kuşağı, Ahmet İhsan Gökçe adını ilkokul müdürü ve çok çalışkan bir öğretmen olarak hala anar ve konuşur.                
***
Bu arada bir başka savaş anıları konusuna ilişkin de şunları öğrenmekteyiz Erdoğan Gökçe’den:
“Kadirhane caddesinin sonunda bir konakta oturan kültürlü bir hemşerimiz Arif Dağdeviren babama:
‘Balkan muhasarasında Edirne’de yayınlanan gazetelerin koleksiyonunu size teslim ediyorum, ilerde gelecek nesillere iletmek görevi size aittir’ der ve ciltli gazete koleksiyonunu verir.’
Bu iki önemli 98 senelik eserler senelerce ambalajlı olarak saklandı. Babamın ölümünden sonra ben sakladım.”
***
Evet…
İlk bölümünü Yöre dergisinin 55. Sayısında ve 2004 yılında yayınlamıştık bu anıların…
İlgi gördüğü biliniyor…
Sonra ara verildi anıların yayınına…
Ama artık tam da zamanıdır ve 1913 yılında yaşanan Edirne işgalinin yüzüncü yıl dönümünde diğer bölümünü yayınlıyoruz…
Şimdi olmazsa, ne zaman yayınlanmalıydı ki!
***
Dönelim Erdoğan Gökçe’ye…
O, Yöre’ye gelen yazılarında zaman zaman “Fatih Emekli Hakimi” imzasını kullandı; ama itiraf etmeliyiz ki, bu imzaya çok ısınamamıştık…
Çünkü o,her şeyden önce bir Edirneliydi ki; ona bir Edirne bilirkişisi denmeliydi…
Edirne’den kopmayan, bu kente karşı borcu olduğunu unutmayan…
Mesleğinin onurlu bir temsilcisi…
Soylu bir Edirne ailesinden günümüze gelen bir Edirneci…
Biz, onu daha çok bu özellikleriyle kucaklamaktayız ve kendisiyle övündüğümüzün de duyulmasını istiyoruz…
Ve bir teşekkür görevi:
Sakallı Mustafa Bey’in Balkan Savaşı Anıları, o olmasaydı belki de yok olur gider ve bir tarihi kaynaktan yoksun kalırdık…
Günümüze ulaşmasını Erdoğan Gökçe’ye borçluyuz ve ona teşekkür edilmelidir…
Sen çok yaşa Erdoğan Gökçe!                                       

Yazarın Diğer Yazıları