Ayhan Tunca

SAKARYA SAVAŞI'NI NAZIM HİKMETLE SELAMLAMAK!

Ayhan Tunca

 

Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.

Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki

şayak kalpaklı adam

nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

güzel, rahat günlere inanıyordu.

Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki

mavzerinin yanında,

birdenbire beş adım sağında O’nu gördü.

Paşalar O’nun arkasındaydılar.

O,saati sordu.

Paşalar: “Üç” dediler.

Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun başına kadar,

eğildi, durdu.

Bıraksalar

İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak

ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.

Yüzbaşı sordu:

-Saat kaç?

-Beş.

-Yarım saat sonra demek…

  ---

Alaca karanlıkta, bir çınar dibinde,

beygirin yanında duran

sarkık, siyah bıyıklı süvari

kısa çizmeleriyle atladı atına.

Nurettin Eşfak baktı saatine:

-Beş otuz…

Ve başladı topçu ateşiyle

Ve fecirle birlikte Büyük Taarruz..

***

Önce Sakarya Savaşı!

Sonra…

Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Savaşı!

Sakarya Savaşı, bir umut demektir…

Öyle bir umutlanma ki; hemen saldırıya geçmeli, vatan düşmandan temizlenmeliydi!

Mustafa Kemal’di başkomutan…

Cephe Komutanı; İnönü…

Genelkurmay Başkanı ise, Fevzi Çakmak!        

 Anlaştılar…

***

Meclis mi?

Birinci Meclis’te kimler yoktu ki!

Toprak ağaları, şeyhler, İttihat ve Terakkiciler, devrimciler, hocalar…

Elbette bu mecliste; Mustafa Kemal’in başarısını isteyen Kuvayı Milliyeciler de vardı ama…

Kimileri de onun yenilmesi için dua eder durumdaydı!

İttihatçılar arasında da vardı bunlardan ve onlar, olası bir yenilgi sonrasında, Rusya’da yaşayan…

Enver Paşa’nın Anadolu’ya gelerek İttihat ve Terakki’nin yeniden canlandırılması beklentisindeydiler!

Mustafa Kemal’in elindeki yetkiyi istedi Meclis’teki muhalifler…                                

Nitekim, son uzatmada bu yetkiler elinden alındı da…

Ne mi oldu?

Ordu başsız kaldı, birkaç gün!

Mustafa Kemal gelmeliydi yeniden!

***

Alev Coşkun,2005 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazı dizisine:

“En Uzun 14 Gün, Kurtuluşa Giden Yol,26 Ağustos-9Eylül”olarak koymuştu!

Bu yazı dizisinin ilk cümleleri şöyledir:

“26 Ağustos sabahı saat 5,30’da tanyeri ağarırken, top sesleri birbiri ardından patlamaya başladı!”

***

Selam sana 26 Ağustos!

Sevgiler saygılar sana Gazi Mustafa Kemal!

Ah!

Selam sana büyük şair Nazım Hikmet!

Not:

Nazım’ın şiirinde adı geçen Mürsel Bakü mü? Ona şöyle yer vermiştir Alev Coşkun adı geçen yazı dizisinde:

“…Sabaha doğru harekete geçen Süvari Kolordusu da üç tümeni ile birlikte dağları aşmış, Albay Mürsel Bakü komutasındaki Birinci Süvari Tümeni’nin öncü alayı şimdiden Dumlupınar’ın doğusuna kadar ilerlemiş; İzmir-Afyon demiryolunu tahrip etmiş, düşmanın telli telsiz telefon işletişim hatlarını parçalamıştı.”

 

Yazarın Diğer Yazıları