Beyazıt Sansı

SAHA İÇİ ORGANİZASYONUNDA KARMAŞA..

Beyazıt Sansı

 

Dünkü yazımızın bitiminde; “Kırkpınar’ı değerlendirme yazılarımızı sürdüreceğiz...” demiştik.

657. Tarihi Kırkpınar Güreşleri için elbette ki çok şeyler yazılacak ve söylenecektir. Ben bu yazımda, Kırkpınar’ın gerçekten Kırkpınar olarak devam edebilmesi için yapılması gereken 2’ şeyden söz edeceğim.

15 Temmuz Pazar günü sona eren 657. Kırkpınar’da saha içi organizasyon neredeyse sıfırdı. O kadar pehlivanın bir anda çayıra salınması, karmaşanın öncelikli nedenidir. Öyle bir çayır ki, başpehlivanlarla minik boy pehlivanlar aynı anda çayıra salınıyor ve güreştiriliyorlar.
Böyle bir şey olmaz.

Onlarca çift pehlivanın güreş tuttuğu meydanda hangi hakemin, hangi pehlivanları takip ettiği anlaşılamıyor.

Bir yengi-yenilgi halinde yenen, yenilen pehlivanın yakınları elinde bezlerle, su şişeleriyle pehlivanlarının yanına koşuyorlar. Mikrofondan anons yapılıyor; “Saha görevlileri, güvenlik görevlilerimiz lütfen hakem kulesinin önünü açınız…” deniliyor.

Ne anonsu duyan var ne de gereğini yapan var.

Olağanüstü sayıdaki gazeteci ve fotoğraf sanatçısı da saha içinde görevlerini yaparken dışarıdan eleştirilere ve hakaretlere uğruyorlar. Çünkü onlar, oluşturdukları kalabalık ile güreşen pehlivanların izlenmesine engel oluyorlar.

Kısacası; 657. Tarihi Kırkpınar’da saha içi organizasyon sınıfta kalmıştır.

Bu konuda yurttaşlarımızın ve de meseleye kafa yoran insanlarımızın görüşleri şöyledir;

1-Kırkpınar, eğer “Er Meydanı’dır” denilerek zembilini kapan her pehlivana açık olacaksa, güreşler 1 haftalık bir süreye yayılmalıdır.

2-Kırkpınar, eğer “Yağlı Güreş’in olimpiyatı” ise; o zaman Kırkpınar’a gelecek pehlivanlar Türkiye genelinde yapılan güreşlerdeki başarılarına göre değerlendirilip, Kırkpınar vizesi almalıdırlar.

Başta Edirne Belediyesi ve Güreş Federasyonu yetkilileri olmak üzere tüm yetkililer, bu konuda acele karara varmalı ve Kırkpınar Er Meydanı; güreşlerin kuralları içerisinde ve de huzur ve güven ortamında yapılması sağlanmalıdır.

Aksi halde bu karmaşa ortamı, Kırkpınar’ın saygınlığına kesinlikle büyük darbe vuracaktır. Ve belki de bu haliyle devamını tehlikeye sokacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları