
Birlik ve Beraberliğin Önemi
Cuma Sohbetleri
(Edirne İl Müftülüğü tarafından hazırlanmıştır)
Hazırlayan: Halit DERİN ( Vaiz )
Birlik ve Beraberliğin Önemi
Ayet-i Kerime:
‘’Allah’ın ipi olan (Kuran’a) sımsıkı sarılın. Tefrikaya düşmeyin…’’
(3/Al-i İmran, 103)
Hadis-i Şerif:
‘’Sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek iman etmiş olamazsınız…’’ (Müslim, îman 93)
Dua:
‘’…Allah’ım! Bizi Sırat-ı Müstekim’e ilet…’’ (1/Fatiha,6)
İnsan, fıtratı gereği daima mutluluğu aramaktadır. Kişinin aradığı mutluluğa kavuşabilmesi ve onu huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi için toplum hayatına ihtiyacı vardır. Toplu yaşamaktan başka alternatifi olmayan insanın huzuru ve mutluluğu da, toplumun huzur ve mutluluğuna bağlıdır. İnsan, karşılaştığı sıkıntıları, içinde yaşadığı toplumun bireyleri ile paylaşma ihtiyacını hisseder. Çünkü, insan karşı karşıya kaldığı bazı problemleri, kişisel imkan ve gayretiyle her zaman aşması mümkün olmayabilir. Toplumda tam bir birlik beraberlik oluştuğunda birlikte yaşamanın bir anlamı olabilir.
İnsanlığın mutluluğunu hedefleyen yüce dinimiz İslâm, Tevhid dinidir. Tevhid, tek Allah inancı etrafında birleşmektir. Bilindiği gibi “Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed (as) Onun elçisidir.” sözü, bu tevhidin özünü teşkil etmektedir. İslâm dininin üzerinde durduğu en önemli konulardan birisi, mutluluğun vazgeçilmez şartlarından olan birlik ve beraberliktir.
Birlik ve beraberliğin olduğu yerde kardeşlik, huzur, bolluk, bereket ve rahmet vardır. Dünya ve âhirette mutlu olmak ancak Allah’ın Kitabına sarılmak, birlik ve beraberlik içinde olmakla mümkündür.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)
“Mü’mininmü’mine karşı durumu yekpare bir binayı meydana getiren, perçinlenmiş kayaların birbirlerine karşı durumu gibidir” buyurmuş ve her vesile ile birlik ve beraberliğin önemini vurgulamıştır. İslâm dini, âyet ve hadislerle temellendirdiği kardeşlik bağıyla, toplumda ilişkilerin sağlıklı ve düzgün olmasını hedeflemiş ve aynı zamanda bunu imanla ilintilendirmiştir.
Tek bir Allah’a, aynı Peygambere ve aynı Kitaba inanmış olan Müslümanların Kur'ân’ın etrafında birleşmeleri, “birlikte dirlik vardır.” ilkesine sarılmaları, asla bölünüp parçalanmamaları öğütlenmiştir. Tarihe baktığımız zaman görürüz ki, birlik ve beraberliğini devam ettiren milletler, yücelmiş ve yükselmişlerdir. Bölünüp parçalanan milletler ise tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir.
Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY :
“Girmeden bir millete tefrika, düşman giremez,
Toplu vurdukça gönüller, onu top sindiremez. ” dizeleriyle bu gerçeği açık bir şekilde ifade etmiştir.
İslâm'ın Birlik Ve Dayanışmaya Verdiği Önem İnsan, yaratılışı gereği toplum içinde yaşamak mecburiyetindedir. Toplum içinde fertler karşılıklı bir takım hak ve vazifelerle yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün yerine getirilebilmesi için, kişinin hak ve vazifenin kutsiyetine inanması gerekir. Bu kutsiyeti belirleyecek olan en önemli kaynak dindir
Sevgili Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
‘’Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte mü'minlerinmisâli, bir bedenin misâlidir..."Müslim, İmâret 13.
Yüce Allah Kur'ân'da Peygamber (s.a.s.)'e hitaben:
"O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi" (Al-i İmran, 3/159) buyurmuştur.
Esasen İslam kelimesinin bir anlamı da "barıştır” Bu sebeple Müslüman, huzur ve barış içinde yaşayan insan demektir. Huzur ve barış içinde olmak, ancak birlik ve beraberliğimizi pekiştirmekle mümkündür.
Rabbimizin sözü ile bitirelim:
“İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar, sizi parça parça edip, doğru yoldan ayırır. İşte bunları, sakınasınız diye Allah size emreder” (6/En’âm, 6/153) buyurarak, Kur'ân’ın çizdiği dosdoğru yolu göstermiş ve bu yoldan sapmanın, parçalanarak haktan sapmak olduğunu bildirmiştir.
( DİB)
Selam ve dua ile..