Her önünden geçişimde dikkatimi çekiyor. Yıllardır tek çivi bile çakılmadan kendi kaderine terk edilmiş şekilde duruyor.
Buçuktepe'nin hemen altında yapımı yılan hikayesine dönen Edirne Belediyesi'ne ait Kültür Merkezi inşaatından söz ediyorum. Bu inşaatın neden tamamlanmadığını da bir çok vatandaş gibi doğrusu ben de çok merak ediyorum.
Bu binayı gündeme getirmek, belediyemizin hayata geçirdiği "Yaşam Merkezleri" ile ilgili basında çıkan haberleri okuyunca aklıma geldi. Haber şu şekildeydi:
"Edirne Belediyesi’nin hizmete sunacağı; tiyatrosundan bale salonuna, masa tenisinden müzik kursuna kadar; çocukların kültürel, sanatsal ve sportif alanlarda eğitim alabileceği Edirne Yaşam Merkezi’nde çalışmalar sona yaklaştı. Bu yaşam merkezi ile birlikte Edirne’ye dört yaşam merkezi kazandırdıklarını belirten Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, 'Çok yakında da 5’inci yaşam merkezini açacağız. 5. merkezimiz de kreş olacak. Edirne için çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Elbette ki güzel haberler bunlar. Sosyal, kültürel ve sanatsal alanlarda yapılan her çalışmayı son derece olumlu buluyorum, hele çalışmalar çocuklar için olursa ayakta alkışlarım.
Çocuklar iyi güzel de, ya büyükler?
Edirne şehrine yakışan ve halkın bu alandaki ihtiyaçları karşılayacak kapasitede bir kültür merkezi hala yok. Bu çok büyük bir eksiklik değil mi?
Yok diyorum ama aslında inşaat halinde olsa da var. Şu fotoğrafta görülen ve Edirne'nin gerçek anlamda kültürel ihtiyaçlarına cevap verecek kapasitede olan büyük kültür merkezi de yıllardır kaba inşaatı bitmiş vaziyette kendi kaderine terk edilmiş şekilde duruyor.
Biliyorsunuz ki Edirne gibi bir payitaht şehirde ne yazık ki yeteri anlamda bir kültür merkezi yok. Hala standartlara uygun bir sergi salonu olmadığı için, sanatçılarımız, hala ya Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ETSO) fuayesinde ya da hiç salon niteliği olmayan yerlerde sergilerini açıyor. Bu şehre uluslararası nitelikli bir sergi getirmeye kalksanız açacak yer bulamazsınız.
Batılılığı ve modernliği ile övündüğümüz bu şehrin sembolik anlamda ve kentin gerçek kültürel ve sanatsal ihtiyaçlarına cevap verecek büyük ve merkezi bir kültür merkezine ihtiyacı var.
Batı şehirlerinde kültür merkezleri şehrin en güzel yerindedir ve en güzel mimari yapılarıdır. Aynı zamanda o şehirde yaşayanların kültüre ve sanata verdikleri değerin bir göstergesidir.
Zamanında düşünülmüş, projeleri çizilmiş, inşaatına başlanmış, büyük paralar harcanarak kaba inşaatı bitirilmiş olan bu yapının içinde sergi salonları, galeriler, toplantı salonları, tiyatro salonları olduğunu biliyorum.
Yeni yerleşim alanlarının gelişmesiyle konumu merkezi bir hale gelen ve şehre hakim bir tepede bulunan bu yapının bir an evvel tamamlanarak şehrimizin kültürel ve sanatsal hayatına kazandırılması belediyemizin önde gelen görevlerinden biri olmalıdır.
