Yirmi beş yıla yakın bir süredir Edirne'de yaşıyorum. Bu şehre ayak bastığım günden beri çok etkilendiğim zengin tarihi dokusunu okudum, araştırdım, yazdım ve fotoğrafladım. Çok az şehre nasip olacak bu tarihi zenginliğe yeterince sahip çıkılmadığına da şaşıp kaldım.
En çok şaşırdığım eserlerden biri de yazımda fotoğrafını gördüğünüz saat kulesiydi. Makedonya Kulesi olarak da anılan bu görkemli kule aslında Roma İmparatoru Hadrianus'un 123- 124 yıllarında yaptırdığı kalenin dört büyük burcundan biriydi. Diğer burçlar ve devasa kale duvarları zaman içinde yıkılıp yok olup gitmişti ama 1886 yılında dönemin valisi Hacı İzzet Paşa'nın üzerine yaptırdığı bu saat kulesi sayesinde bu burç yıkılmamış, bir şekilde korunarak bu günlere kadar gelmeyi başarmış.
Saat kuleleri 1800 lü yılların en moda yapıları arasındaydı ve burcun üzerine oturtulan bu zarif yapı Osmanlı'nın en ilgi çeken kuleleri arasında gösteriliyordu. Çünkü bu kulenin oldukça yüksek olan teras kısımlarına çıkıldıkça Edirne'nin ve Selimiye'nin o görkemli manzarası gözler önüne seriliyordu.
1953 yılında depremden hasar görmesi nedeniyle onarılmayıp dönemin, Belediye Başkanı Sabahattin Persoy tarafından minarelerle yarıştığı ve eklektik bir özellik gösterdiği gerekçesiyle saat kulesinin olduğu üst bölümler dinamitle havaya uçurulması Edirne'nin kültürel miras açısından en trajik olaylarından biri oldu.
Aradan zaman geçtikçe sadece fotoğraflarda kalan bu güzelim saat kulesi kent hafızasından bir türlü silinemedi ve bu konuda duyarlı olanlar tekrar bu kulenin aynı şekilde restore edilecek günleri bekleyip durdu.
Edirne'de bulunduğum 25 yıla yakın süre boyunca da hep bu kulenin tekrar yapılması ile ilgili tartışma ve kararlara tanık oldum. Bu konuya en sıcak bakan vali Rahmetli Fahri Yücel oldu. Etrafının açılıp kazılarak kale surlarının ortaya çıkarılması ve bu alanın arkeoloji parkı ilan edilmesi onun döneminde gerçekleşti, eğer ömrü yetseydi kuleyi olduğu gibi onaracak hatta çevresindeki çirkin binaları da kaldıracaktı.
Ondan sonraki her valinin de hemen hemen bu konuda projeleri oldu ama nedense hiç bir hayata geçmedi. Şimdi İl Kültür Müdürümüz Ahmet Hacıoğlu, kulenin restore edilip müze haline getirilip üst katlarının da içinde kafenin de olduğu bir seyir terasına dönüştürüleceğini ve çevresinin de ören yeri olarak düşünüldüğü bu projenin Kültür Bakanlığı'nca 2019 programına alındığını açıkladı.
Bu haberi duyunca doğrusu çok ümitlendim. Edirne ve kültürel miras adına güzel bir haber. Ama daha önce benzer haberleri çok duyduğum için bu kez temkinli davranıp sevincimi yarıda bırakıyorum. Çünkü yine hiç bir gelişme olmazsa tekrar hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum. 
