Dünyanın özellikle turizm açısından gelişmiş olan şehirlerine gittiğinizde “old town” denilen eski şehirle, yeni yerleşim alanlarının çok belirgin şekilde birbirinden ayrıldığını görürsünüz.
Naçizane ben de çok sayıda Avrupa şehrini dolaştım. Gördüğüm şehirlerin hemen hemen tümü böyleydi. Gelen turistlerin ilgi gösterdikleri yerler de bu şehirlerin tarihten günümüze ulaşan kısımlarıydı.
Edirne’ye gelen birçok yerli ya da yabancı gezgin de doğal olarak eski şehri arar.
Sahiden Edirne’nin eski şehri (old town) neresi?
Çok düşünmüşümdür, dünya mirası eserimiz Selimiye, diğer sultan camileri ve köprülerimizi Edirne’den çıkarırsak bu şehir nasıl olur diye.
Açıkça söyleyeyim herhangi özelliği olmayan sıradan bir şehirden hiçbir farkı kalmaz.
Edirne’yi Edirne yapan elbette ki yüzyıllar öncesi atalarımızın yaptığı çok önemli anıtsal eserlerdir. Edirne’ye sınıf atlatan, onu tarihi kentler arasına sokan ve şehirlerin sultanı sıfatını hak ettiren işte bu yapılardır.
Her kes biliyor ki Edirne’nin old townu Kaleiçi semtidir. Burasının geçmişi bir roma şehri olan Adianapolis’i baz alırsak yaklaşık 2 bin yıldır. Ondan öncesine, Trak kabilelerine gidersek belki de beş bin yıl öncesine kadar gidip dayanır.
Kaleiçi’nin dışında bu şehrin old townu Selimiye ve çevresidir. Hatta, Üç Şerefeli Caminin arkasından yukarı doğru çıkan Karanfiloğlu Caddesi’dir.
Bir yabancı Edirne’nin eski şehrini merak etse ve bu işaret ettiğim yerleri dolaşmaya kalksa acaba ne görür ve ne düşünür?
Çünkü bu semtlerde günümüze ulaşan yapılardan çok azı kalmıştır. Kalanlar da her geçen gün yok olup gitmektedir. Çirkin ve özensizce yapılan, daha doğrusu yapılmasına izin verilen çok katlı beton binalar bu şehrin tarihi dokusunu mahvetmiştir.
Mesela bu şehrin binlerce yıl boyunca etrafını saran Edirne Kalesi surlarının nerede olduğunu bilmez. Çünkü bu kalıntılar korunmamıştır, üç beş yerde küçük çaplı kalanlar da hala önemsenmemektedir.
Nerede Kaleiçi’nin muhteşem konakları, her biri sivil mimarinin sanat şaheseri olarak kabul edilen evleri?
Son yüz yıldır hiçbir yönetim Edirne’nin işte bu tarihi şehir dokusunu kurtarmaya yönelik ciddi bir çalışma yürütmemiştir. Ben rahmetli Valimiz Fahri Yücel’in dışında hiçbir yöneticinin bu konuya çok ciddi bir şekilde yaklaştığını görmedim.
Edirne çok geç kalmıştır ama her şey de tam olarak bitmemiştir. Hala kurtarılmayı bekleyen küçük çaplı da olsa evler, konaklar ve sokaklar işte bu old townun günümüze kalan kısımları olarak feryadı figan ederek kurtarılmayı beklemektedir.