Enver Şengül

TEKRAR MERHABA

Enver Şengül

 

Uzun süreden beri bu gazetedeki köşemde yazdığım Edirne yazılarına ara vermiştim. Ailevi sağlık sorunları nedeni ile yazmamış daha doğrusu yazamamıştım. İnsanın kafası rahat olmadı mı kısacık bir makaleyi yazmak bile gözünde büyüyor. Şükür ki her şey yolunda gitti ve o zorlu günleri geride bıraktık. 2020 yılına daha ümitle ve daha iyi bir moralle giriyorum. O halde yazılarıma kaldığım yerden devam edebilirim.

15 yılı aşkın bir süredir bu kentin yerel gazetelerinde elden geldiğince yazarak; özellikle, kültür, sanat, tarih ve turizm konularına dikkat çekmeye çalışmıştım. Sevgili dostum Orhan Doğan’ın yöneticilik yaptığı dönemde ilk olarak Edirne Gazetesi’nde yazmaya başlamıştım. Hatta bu gazetede her gün yazıyordum. Daha sonra, Edirne Haber ve Vatandaş gazetelerinde yazdım. Geçtiğimiz yıl tekrar Edirne Haber bünyesindeyken yazılarıma ara vermiştim ve şimdi yine aynı gazetede düşüncelerimi siz sevgili okurlarımla paylaşmaya devam edeceğim.

Dediğim gibi benim alanım belli. Kültür, sanat, tarih ve turizm.

Neden yazıların sadece bu başlıkları içeriyor diye sorabilirsiniz. Öncelikle bu konulara çok duyarlı olmamın yanında sanat tarihi alanında yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Yaklaşık 30 yıldır aralıksız olarak fotoğraf sanatı ile ilgileniyorum. Ödülleri, ulusal ve uluslararası sergileri, kitapları, jüri üyelikleri ve eğitmenliği olan bir fotoğraf sanatçısıyım. On bir yıl boyunca Avrupa müze ödüllü Sultan II.Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nde yöneticilik yaptım. Halen Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği’nin danışma kurulu üyesiyim. Naçizane yazarlığım da var. Edirne’nin tarihi ile ilgili “Darüşşifa Delilik Mevsimi” isimli bir romanım yayınlandı. “Kayıp Zamanın Bekçisi” adlı yeni bir romanım da bitmek üzere. Ayrıca 8 civarında da araştırma inceleme kitabım bulunuyor.

Kısacası yıllardan beridir kültürün, sanatın ve tarihsel konuların içinde olduğum için kendimi en yeterli gördüğüm bu alanda yazı yazmanın en doğrusu olacağına inanıyorum.

Edirne değeri bilinmeyen muhteşem bir şehir. Osmanlı imparatorluğunun payitahtı olan ve bir zamanlar dünyanın yönetildiği bu şehirde yaşamak çok büyük bir şans ama bu şehre gereken önemin verilmemesi de bir o kadar şanssızlık.

Yazılarımda bu büyük şansı, talihsizliğe çeviren ihmalkârlıkları, vurdumduymazlığı, neleri kaybettiğimizi ve hala neleri kaybetmekte olduğumuzu kalemim döndüğünce yazıp anlatmaya çalışacağım.

İyi bir yıl dileğiyle, tüm okurlarıma tekrar merhaba…

Yazarın Diğer Yazıları