
İYİ BİR OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENİ
Özge Özkan
İnsan hayatındaki çocukluk serüveninin en önemli dönüm noktalarından biri anaokuluna başlamaktır. Çünkü ev yaşamına ve belirli kişilerle iletişim kurmaya alışmış bir çocuğu düşünürsek; anaokulu onun için hem merak ettiği hem de korktuğu konuların da var olduğu bir noktadır. Çocuğun korkuları endişeleri yeni arkadaş edinme, öğretmeni ile iletişimi, ebeveynden uzaklaşma, eve göre daha kurallı bir ortamla karşılaşma, daha çok sorumluluk sahibi olma gibi korkulardır.
Bu korkuları olan çocukların her biri farklı hayatlardan çevrelerden kültürlerden gelmektedir. Uyum sağlamak onlar için oldukça zor bir süreçtir. Özellikle alt sosyo-ekonomik düzeyden gelen aileler,hayat mücadelesi ile daha çok uğraşırken çocuklarına karşı daha ilgisiz kalmakta ve dolayısıyla da, çocuklarının anaokulu ile ilgili korkularını görememektedir.
Genelde, az önce bahsettiğim standartlara sahip olan ebeveynler anaokulunu bol oyuncakların olduğu ve bol bol oyun oynanan bir yer olarak algılamaktadır. Çocuklarını da okula eğlensinler diye göndermektedirler. Ya da kendileri biraz kafa dinlesin diye, bazıları da işe gittiği için çocuğunu bırakacak kimsesi olmadığından çocuklarını anaokuluna göndermektedir. Neticede bir eğitimsel amaçları yoktur. Yani ebeveyn okul öncesi öğretmeninden ve eğitiminden beklentisizdir. Böyle bir sınıftaki öğretmen için ise her şey çok daha zor ya da çok daha kolaydır. Daha açık bir ifade ile;öğretmen ya hem aileyi hem de çocukları eğitmek için, bilinçlendirmek için çabalayacaktır; ya da ekonomiyi, eğitimsizliği mazeret olarak gösterip, sıradan bir eğitim vererek o çocukları yeterince desteklemeyecektir.
Klasik bir söz olacak ama söylemeden edemeyeceğim:
“Öğretmenlik gönül işidir.”
Aynen öyle işte… Vicdan, azim ve sabır olmazsa, öğretmenlik mesleği layıkıyla yerine getirilemez. Uzaktan bakıldığında her öğretmen, kötü bir öğretmen bile olsa, dışarıda iyi bir öğretmen rolüne bürünme eğiliminde bulunur. Çünkü toplum içerisinde saygın bir konumda olmak ister. Bu durumda bazı ebeveynleri yanıltabilir.
Bir okul öncesi öğretmenini gerçekten tanımak istiyorsanız; alanınla ilgili kendisini geliştirmek için neler yaptığını sorgulayın… Belgelerine, sertifikalarına bakın… Ki bunu kendisine sormadan bile günümüz teknoloji çağında, bir öğretmenin sosyal medya hesaplarına bakarak öğrenebilirsiniz. Ayrıca iyi bir öğretmen sadece okul saatlerinde çocuklara eğitim vermez. İyi bir öğretmen için çocuğun ev yaşamı da çok önemli olduğundan, iyi bir öğretmen aileleri bilinçlendirmek için muhakkak sıkça toplantılar yapar, eve mektup gönderir, bilgi kitapçıkları hazırlar ve benzerlerini yapar; çok çabalar.
Şu bir gerçektir ki; iyi bir okul öncesi öğretmeni çocukların karşısına 0-6 yaşları arasında iken çıkan ve tam çocukların zeka gelişimlerinin %80’ inin tamamlandığı bu zamanda, onların geleceği için en önemli anahtarlardan biridir.
Özge ÖZKAN
Trakya Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü Öğrencisi