
TATİL GELSİN / OKUL AÇILSIN KARMAŞASI
Özge Özkan
Uzun bir okul sürecinin nihayetinde çocuklar heyecanla bekledikleri yaz tatillerine kavuştular. Tabi ilk zamanlar tatil onlara güzel gelse de, güya heveslerini aldıklarında her yıl olduğu gibi sıkılmaya başlayacaklar; okulu ve arkadaşlarını özleyecekler. Aslında çocuklar kadar birçok ebeveynden de “Okul açılsa artık…” gibi yakınmalar işitilecek…
Eee? Neden böyle her yıl hep aynı şeyler oluyor?
Bir ay kadar tatilden sonra, neden çocuklar ve ebeveynler 9 aylık bir okul sürecini arzuluyor, okul açılsın istiyor?
Sizde de vaziyet bu mudur? Evet mi diyorsunuz?
O zaman bir sorun olduğunu da kabullenmeniz gerekiyor.
O halde sorun ne diye düşünelim…
O kadar büyük bir sorun var ki; tatildeyken okulu, okul varken de tatili arzulayıp, yaşanılan anın kalitesini, verimini, değerini azaltıyorsunuz. Yani sorun: “ŞU AN” dediğiniz süreci güzel geçirememeniz. Bu dediğim çocuk için de, ebeveyn için de geçerli. Yaşadığınız an “ŞU AN” öyle güzel olmalı ki, “ŞU AN” dan başka bir zaman sürecini çok nadiren arzulamalısınız.
Haa şimdi okul / tatil arzulanması sorununa daha detaylı bakarsak; ilk bakmamız gereken nokta “Tatil sürecinde iken okulu sadece çocuk mu arzuluyor yoksa hem ebeveyn hem çocuk mu arzuluyor?” sorusuna cevap bulmaktır.
Hem ebeveyn hem de çocuk tatil sürecinde iken okulu arzuluyorsa; bu durum çocuğun yaşadığı “ŞU AN” ın kalitesiz, sıradan olduğuna işaret eder. Çocuk huzursuzdur. Çocuğun içinde yaşadığı huzursuzluk arttıkça, ebeveyn de bunu hisseder. Ebeveyn – çocuk ilişkisi de bir nevi olumsuz etkilenir. Soruna çözüm bulamayan ebeveyn de, okulun açılmasını arzu etmeye başlar; ebeveyn her ne kadar sözlü olarak ifade etmiyor olsa bile okulun açılmasını istemesinin sebebi çocuğun okula gitmesinin çözemediği bu sorundan kaçabilmesi için iyi bir alternatif olmasıdır.
Sadece çocuk tatil sürecinde iken okulu arzuluyorsa; iki farklı durumun aklımıza gelmesi gerekir.
1-) Çocuk, kalitesiz ve sıradan geçen tatilin huzursuzluğunu yaşamakta ve ebeveynçocuğunun bu huzursuzluğu göremeyecek kadar ilgisiz olabilir.
2-) Çocuk okuldaki arkadaşlarını, öğretmenini özlemiş olabilir. Bu gayet normal bir durumdur. Arzulamak ile özlemeyi iyi ayırt edin. Özlemek bir sorun teşkil etmez.
Peki çocuk için kaliteli ve güzel bir zaman nasıl olmalıdır?
Zamanın kaliteli olması çocuğun bir şeyler öğrenebilmesine fırsat veren bir süreci ifade eder. Bu öğrenmelerin güzel olması ise; geçirilen sürecin eğlenceli ve farklı olması ile alakalıdır. Çünkü aynı ya da benzer şeyleri yapmak çocuklar için sıkıcıdır. Bu yüzden ebeveynlerin çocuklarına, eğlenerek öğrenebileceği farklı farklı alternatifler yaratması gereklidir. Mesela etrafımdaki ebeveynlere bakıyorum, çoğu çocuğunuher gün parka götürüyor ya da sokakta geziniyorlar, beraber yürüyüş yapıyorlar. Bir noktadan sonra çocuk bu etkinliklerle tatmin olmuyor, sıkılıyor ve huysuzlaşıyor. Zaten böyle bir döngüde geçen günler de, çocuğun özellikle bilişsel gelişim alanını olumsuz etkileyecektir.
Ebeveynlere Çocukları İçin Bir Tatil Etkinliği Önerisi
Biliyorsunuz ki teknolojinin hayatımıza girmesi ile beraber birçok cihazın özelliğini sadece bir akıl telefon içerisinde barındırır hâle geldi. Mesela bu yüzden bir on sene önce vazgeçilmezlerimizden olan dijital fotoğraf makinelerimiz unutuldu. Haa işte, şimdi o dijital fotoğraf makinelerinizi bulup, çocuklarınıza verme zamanı!
Denize mi gidiyorsunuz? Denize gitmek bir çocuk için suya girmek ve kumdan kale yapmaktan ibaret olmamalı.
Ya da pikniğe gitmek: Bir çocuk için top oynayıp, ip atlayıp, yiyip içmekten ibaret olmamalı. Çocuğunuza fotoğraf makinesini verin. Başta onunla beraber taş olur, yaprak olur, böcek olur vs. birkaç fotoğraf beraber çekin. Ardından çocuğunuzdan ilgisini çeken şeyleri fotoğraflamasını isteyin. Eve geldiğinizde ise, tüm fotoğrafları bilgisayarınıza aktarın. Çocuğunuzla beraber onun çektiği fotoğrafları inceleyin, çocuğun çektiği fotoğraflar hakkında konuşun. Ama bu konuşma “Güzelmiş, beğendim, bu pek hoş değil…” gibi cümlelerden ibaret olmasın.
Mesela 4 yaşında bir çocuk kelebeğin fotoğrafını çektiyse “Bu kelebeğin kaç tane kanadı var?” “Bu kelebek sence uçarak nereye gidecek?” şeklinde sorular sorabilirsiniz.
Ya da 8 yaşındaki bir çocuk bir kuş resmi çektiyse “Fotoğrafı beğendim. Neden bu kuşun fotoğrafını çektin?” “Bir kuşun fotoğrafını çekmek zor mu sence? Neden zor?”gibi sorular sorabilirsiniz.
1.NOT: 4-9 yaşları arasındaki çocuklar için bu etkinlik uygundur. Bu etkinlik sayesinde çocuklar çektiği fotoğrafları ebeveynleri dışında arkadaşlarına da göstermek isteyeceklerdir. Böylece çocukların özellikle bilişsel ve sosyal gelişimlerine olumlu etkisi olan bir etkinlik olduğunu söyleyebiliriz.
2.NOT: Dijital fotoğraf makinesi olmayan ebeveynler, yeni satın alacaklarsa fotoğraf çekme düğmesinin uzun basmalı olmamasına dikkat etmelerini öneriyorum. Özellikle 4 – 5 yaşlarındaki çocuklar uzun basmalı fotoğraf makineleriyle fotoğraf çekerken çok zorlanıyorlar.
Özge ÖZKAN
Trakya Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü Öğrencisi
İLETİŞİM: egitiminkalemi@gmail.com
(Çocuklarınızla ilgili sorularınız varsa E-posta adresime yazabilirsiniz.)